20ﻬo

1.1K 66 3
                                    

Uçarcasına mutfağa gittim. Tüm ocakları açtığımdan emin olmak için bir süre bekledim. Gaz içeri sızıyor, sızdıkça havaya tuhaf bir koku yayılıyordu. Aldırmadan salona geçip dış kapıya yöneldiğimde Cüneyt kalkmaya çalışıyordu. Geri dönüp omuzlarından bastırdım. "Şşşt hiçbir yere gitmiyorsun."

"Koku... Dayanamıyorum."

"Birazdan hiçbir şey kalmayacak Cüneyt. Bu yüzden son gösterinin tadını çıkarmanı öneririm." Sesim duygusuzdu. Cüneyt yerde sürünmeye çalışırken gözlerime baktı. En azından bakmaya çalıştı.

"Ne gösterisi?"

"Havai fişek." Kapıyı açıp çaktırmadan cebimdeki bir kibriti kutusuna sürterek kutusuyla birlikte odaya attım. Doğal gaz patlayıcı etkisini göstermişti. Kendimi patlamanın etkisi ile yere atarken arkamdaki ev cayır cayır, anılarla beraber yanıyordu.

Ada arkasını döndü. "Olamaz." O sırada gelen Cem de taşıdığı odunları yere fırlatarak "Cüneyt!" diye bir çığlık attı. Bilincim yarı açıktı, algılayabildiklerim gözlerime yoğun bir sisin arkasındaymış gibi yansıyordu. Ada elimden tutup beni kaldırdı.

"Neler oluyor?"

Kendimi zorlayarak konuştum.
"B-Ben... Bilmiyorum..."

"Peki nasıl olduğuna dair bir fikrin var mı?"

"Ş-şey..." Gözlerim kararıyor gibi oluyor başım dönüyordu. Sesler duyuyordum. Başım en sonunda erimekte olan karların arasına düştüğünde bedenimde bir soğukluk hissettim.

Ölümün soğukluğu.

Belki de ilk defa ölümden korkmuştum. Belki de ilk defa birini kendimden çok sevmiştim... Artık yaşamak için sebebim vardı ama çok geçti. Sanki yaşam üstündeki etkimi yitirmiştim. İzlerim yavaşça silinirken gözlerimi boşluğa açtım.

Gözlerimi açtığımda kendimi Merve'nin dizinde buldum. Ağlıyordu. Gözlerimi açtığımı görünce gözyaşları içinde burukça gülümsedi. "Öldün sandım," derken sesi öyle titremişti ki... Kalbim sıkışırken gözlerimi çehresinden çektim ama hala burnunu çektiğini duyuyordum.

"Korkma iyiyim."

"Ada ile Cem yangının kalanını söndürmeye çalışıyor. Cüneyt... Kurtulamamış."

"Yangının," derken sesim titredi ama devamını getirmekte tereddüt etmedim. "Neden çıktığını biliyor musunuz?"

"Patlamadan dolayı doğal gaz kaçağından şüpheleniyorlar. Ama öyle ise birisinin kurcalaması gerekiyor. Belki de Cüneyt yine intihar etmiştir. Artık hiçbir şey bilmiyorum..." Cevap vermeden etrafa bakındım. Hava iyice karardığı için yığını da ateşe vermişlerdi. Eğer Cüneyt içeride olmasaydı Ada'nın evdeki yangına dokunacağını sanmıyordum.

Kontrolden çıksa bile.

Ada bitkin şekilde ateşin yanına oturup elleriyle yüzünü sıvazladı. Cem ise gözlerini dikmiş ateşe bakıyordu.

"Belki de uyumalıyız. Havalar yağmurlu, ateşin fazla dayanacağını sanmıyorum."

Ada en köşedeki taşın üstüne uzandı, montuna sıkı sıkı sarılarak uyudu. Cem ise birkaç parça odunun üzerinde uyuyordu. Gözlerim Merve'ye kaydı. Dizlerime yatmıştı, saçlarını yavaşça okşadım.

"Uyuyamıyorum."

Gözlerim gözleriyle buluştu. Maviler yeşillere dolandı. "Neden?"

"Korkuyorum."

Derin bir nefes aldım. "Sana bir şeyler anlatmamı ister misin?"

Hevesle gözlerime bakıyordu. "Anlat."

"Aslında bana bunu küçükken hep annem anlatırdı. Ölü Kelebekler Vadisi..." Sesim yıllardan sonra ilk defa duygu yüklü çıkıyordu. "Eğer iki kişi birbirlerine ruhen bağlıysa ve yoğun bir şekilde aşıksa... Öldükleri zaman Ölü Kelebekler Vadisi'ne giderlermiş. Orada sonsuza kadar mutlu yaşarlarmış."

"Gerçekten mi?" Gözlerini kaplayan umut parıltılarına karşı ilk defa suçlu hissetmiyordum.

"Annemin anlattığı bu." Merve'ye bakıp gülümsedim ve yanağına elimi koydum. "Korkma. Seni her zaman koruyacağım. Yanında veya değil. Eğer ölürsem... Beni.. Orada bul tamam mı?"

Beni tekrarlayarak elini yanağıma koydu. "Seni yalnız bırakamam ki."

Alnını öptüm. "Şimdi bunları düşünme şimdi de uyu." Merve'ye sarılıp başımı göğsüne yasladım. Uzun zamandan sonra ilk defa beni bulan evimdeymiş hissi ile gözlerini kapattım.

Ölümle 7 Gün #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin