FatmaNevaelik' e ithaf ediyorum. İyi okumalar...Ufak, kısık gözlerini üzerine dikmiş düşünceli bakıyordu.
Onun istediği siyah elbisen, koyu mor rujun vardı...
O ise, siyah jiiet gibi bir takım elbise koyu mor bir gömlek giyiyordu.
Yavaşça adım attın. Ve derin yırtmacından bacağın gözler önüne serildi.
"O! O ne be!"
"Yırtmaç, Yoongi. Bu da bacak." Dedin elinle göstererek.
"Görebiliyorum ama benim sana aldığım elbise değil bu onda böyle bir şey yoktu. Çıkar onu üzerinden hemen mağazaya gidip başka bir tane bakalım."
"Ne saçmalıyorsun? Bence gayet hoş."
"Ben katil olmak istemiyorum." Dedi iç geçirerek.
"Kıskanıyor musun?" Dedin zaferle.
"Bakan olursa ölmüş bil."
***
Büyük bir mekândı burası. Kapatılmış ve hiç bir çalışanı ortalıkta yoktu..
Bellerine sarılan ellerle şaşırdın.
"Çıkar şu soktuğumun ayakkabıları."
"Küfür etme." Kızgın ve tehditkar bakışlar arasında uysalca çıkardın topuklularını.
"Dans etmeyi bilmiyorsun. Ayaklarımın üzerine çık."
kollarını boynuna doladın ayakların narince onun ayaklarının üzerine tırmandı ve kollarını uzun beyaz boynuna doladın. Yüzünü boynuna gömerek bekledin.Çalmaya başlayan piyano ile Yoongi seni hareket ettirdi.
"Ne hissediyorsun?" Dedi sakince saçlarına uzun bir öpücük kondurdu.
"Bir babanın şefkatini... "
Omuzlarından tutularak hafifçe geri çekildin. Yoongi yüzüne sanki, uçurtması uçmuş ama yine de elinde kalan çikolatasıyla avunan bir çocuk gibi baktığında. Yüzünü tekrar boynuna gömdün.
"Küçüğüm..."
Derin nefes alışverişleri devam ediyordu. Saçlarını kokladığını yeni algılayabilmiştin."Seni seviyorum, küçük." Diye fısıldadı dudakları kulaklarına değerken bu arada piyanonun son notaları dökülüyordu tellerden.
Çeneni kaldırdı ve dudaklarına baktı sonra gözlerine. İzin istiyor gibiydi. Gözlerini kapatarak izin verdin.
Masum ve uzun bir öpücükle birleşirken dudaklarınız havai fişekler patladı.
"İyi ki doğdun güzelim."
"Seni seviyorum, Yoongi."
Ağır bir depresyonda ki bana da merhaba!
Sizce nasıl olmuş?