Haber vereyim, bundan sonraki bölümlerde her üyeyle bir smut hikâye yazılacaktır bilginize, iyi okumalar. ~
Elinde ki davetiyeyle birlikte gülümser ve aklında ki fikri oluşturmaya başlarsın.
Bu akşam saat 21.00'da maskeli balo vardır.
Hızla hazırlanıp evden ayrılırsın. Evin, şehir içinde olduğundan mağazalara hemen varıp dolaşmaya başlarsın.
Girdiğin dördüncü mağazaya umut bağlarsın ve içeri adımlarsın. Kıyafetlere bakınırken yanına yaklaşan çalışanı görünce gözlerini devirip sabır dilenirsin.
"Buyrun, ne bakmıştınız? "
"Hiç, öylesine bakınıyordum. " diyerek geçiştirir ve yanından hızla uzaklaşırsın. Geliyor mu acaba?diye arkana baktığında, bir bedene çarpıp dengeni kaybedersin. Ellerin bu kişinin boynuna dolanırken onun kolları aniden beline dolanır. Gözlerin şaşkınlıkla açılmasına karşılık o, muzhip gülüşler atmaktadır. Toparlanıp kendine geldiğinde hızlıca ellerini çekip omuzlarından onu itersin.
"Ne dikiliyorsun burda be?! " diye sinirle atılırsın.
"Burası erkekler reyonu ve ben takım elbise bakıyorum? " diye karşılık verir. Daha dikkatli incelediğinde turuncu saçlı, kalın dudaklı ve yakışıklı bir beyefendi olduğunu görürsün.
"Olabilir. Ben bakmıyorum bari sen önüne bak! "
"Aish! Hem suçlu hem güçlü. "
"Tamam be çekil şuradan! " diyerek kendi reyonuna ilerlersin.
Baktığın ve hayallerinde ki elbise olan ilahi güzellikteki kabarık elbiseyi deyerek kabinden çıkıp karşıdaki aynaya bakmak için kafanı kaldırdığında tartıştığın çocuğunda yan tarafındaki kabinden çıkmış aynaya bakıyordu.
İkinizinde gözleri aynada birleştiğinde aynı ağızdan,
"Yok artık! " diyerek söylediniz ve kabine adımladınız. Çünkü, elbiseleriniz çift kıyafetlerindendir.
Kabine girdiğinde sana çok yakıştığını düşündüğün için üzerini değiştirip elbiseyi almak için kabinden çıktın.
O da senin yan tarafındaki kasada kendi kıyafetini alıyordur. Parayı ödeyip kapıya adımlarsın.
O da gelir ve aynı anda kapıdan çıkmaya çalışırsınız en sonunda kapıyı atlatıp çıktığınızda ona dönüp
"Hıh." diyerek bekledin. O da omuz silkti ve seninle aynı yöne döndü.
Hızlı adımlarla takıların ve maskenin satıldığını bildiğin mağazaya adımlarsın. O da peşinden gelir.
Hızla elbisene uygun maske alırken o da yan tarafında kendine maske bakıyordu. Kaşlarını kaldırıp sana baktı.
"Yoksa maskeli balo mu? "
"Evet. "
"Yok artık" dediniz aynı anda.
"Bak ne diyeceğim eşin var mı? Balo da? "
"Hayır ya senin? "
"Hayır. O zaman eş olabiliriz. Kötü bir karşılaşma olabilir böyle devam edecek diye bir kural yok. "
"Eh şey... Evet. "
"Tamam anlaştık o zaman. Yeniden tanışalım. Ben Park Jimin. " diyerek elini uzatır. Elini elinin içine koyup,
"(Adın soyadın) "
"Sen Türksün? "
"Evet. "
"Ah çok mutlu oldum. Tanıştığımada öyle. Su an farkettimde çok hoş bir bayansınız ."
"Teşekkürler, sizde şık ve yakışıklı bir beyefendisiniz. "
Maskeleri alıp ayrıldıktan sonra her şeyinizi halledip bulusursunuz. Ve onun arabasıyla baloya gidip, içki içip dans edersiniz. Gecenin sonunda seni arabaya bindirmek için açtığı kapıya ve ona bakarsın.
"(Adın) sen çok iyi bir insansın. Benimle tanışmak ister misin? "
"Tabii neden olmasın." diyerek cevap verirsin ve arabaya binersiniz. Ardından gelen günlerde çok mutlu bir çift olursunuz.
Bir davetiye hayatınızı değiştirmişti ve o davetiye 15 yıl sonra şu an elinde duruyordu. Jimin , gelip sana arkandan sarılarak boynuna bir öpücük kondurdu,
"Hadi yemeğe papatya, ""Tamam ,hadi yemeğe oturuyoruz diyerek kızınızı kucağına alıp masaya oturursunuz ve güzel bir aile yemeği yersiniz...
Bölümü okumuyorum. Yazım yanlışı varsa affola. Görüşlerinizi bekliyorum...
İyi geceler. >•<