"Hayatım ben banyoya giriyorum."
"Tamam. "
Oturduğun koltuktan kalkıp, mutfağa gittin ve gereken malzemeleri çıkardın.
Kurabiye yapacaktın.
Margarini, yumurtasını, yağını koyup biraz yoğurdun ve unu ilave ettin. Biraz süt, şeker, tuz...
Yoğurmaya devam ettin ama ellerin vıcık vıcık olmuştu.
Gülümsedin.
Kıvamı tuttuğunda tepsiyi çıkartıp üzerine pişirme kağıdı serdin ve hamura şekiller verdin.
Hepsini tepsiye yerleştirip fırına sürdün...
Kurabiyeler, pişerken bir yandan da tezgahı toplayıp çöpleri attın.
Fırından gelen çın sesi ile pişen kurabiyeler selam verdi.
Fırının kapağını açıp kurabiyelerin kokusunu içine çektin...
"Mmh mis gibi~"
Her kurabiyeyi özenle tabağa yerleştirdin.
Saate baktığında bir saati aşkın bir zaman geçtiğini gördün ama Namjoon hala banyodan çıkmamıştı.
Mutfaktan çıkıp, merdivenlere yöneldin ve banyonun kapısını açtın,
Tekrar geri kapattın!
Kapı açıldı ve Namjoon belinde bir havluyla dışarı çıktı.
"(Adın) beni korkuttun... sen kızardın mı?"
"Asıl sen beni korkuttun! Saatlerdir oradasın birşey oldu sandım. Ama beyefendi küvette uyku keyfi." Kızarmıştın çünkü o..
Çıplaktı!
"Tamamm.. bu koku.. tarçınlı kurabiye mi?"
"Evet. "
"Ahh! Güzelim geliyorum."
"Ha?" (Fesatlık içerir.)
"Diyorum ki geliyorum."
"Üstünü giy ilk önce !"
"Akşama görüşürüz bebek." Deyip göz kırptı ve koşarak odaya gitti sende arkasından gülümsedin.
Oruçtan, kurabiye tarifini veriyodum az daha: D
