"Peki bu otelin bir sorunu olu-"Kollarının iki yanından sarılan kişi senin sırtını duvarla buluştururken,
"Demek otel ha?! Sen! Sen ne kadar aşağılık bir kızsın!"
Jimin gözleri dönmüş şekilde bağırıp hakeret ederken gözyaşların çoktan boynunu bulmuştu. Şaşkındın ve bir şey diyemiyordun. Ağzına bir kilit vurmuşlar gibi kapanan ağzın buz kesmiş vücudun...
"Sessiz kalıyorsun birde! Kabul mü ediyorsun?! Beni! Beni,kandırdın pis Sürtük! "
Seni bir kendine çekip tekrardan duvarla buluştururken kemiklerinin sesini duyduğuma yemin edebilirim.
Kolların serbest bırakıldığında süzülerek yere düşen vücudun da kırılan kemikler tekrar organlarına tekrar batarken. Gözyaşların yeri buldu.
Sana inanmıyor ve güvenmiyordu.
Beden acısından çok bu yakarken canını herkes başına toplanmıştı.
...
Gözlerin sürekli aynı zaman aralıklarında çalan sesle aralarken başucunda ki hemşire gülümsedi.
"İyi misiniz hanım efendi?"
Boğazında ki acı tat senin aklını başına getirirken basınla onayladın.
"Sevgiliniz sizi bekliyor çağırayım."
Odadan çıkan hemşire seni acılarınla yalnız bırakdığında biraz hissettiğin acılar kendini sınıra getirirken kapı hızla açıldı ve yanına koşarak Jimin geldi.
"(Adın)!? Çok..çok özür dilerim." Ağlıyor ve ellerini saçlarında dolaştırıyordu.
Kafanı olumsuz anlamda salladın.
İstemiyordun ağlamasını belki de onun yerinde sen olsan aynı şeyi yapardın?
"Özür dilerim sevgilim.. o,adamla konuştum. Bana tatil hazırlıyormuşsun. Lütfen o kelimeler için beni affet. Papatya?"
Başını olumlu anlamda sallarken gözünden süzülen yaş Jimin'in dolgun dudakları tarafından ödüllendirildi.