SUGA

2K 95 17
                                    


BaharSandikci'ya ithaf ediyorum.

Bilmem kaçıncı nefesini sıkıcı ve boğuk geceye doğru tekrar üflerken soğuk havada ki sıcak nefesinin bıraktığı isli dumanı seyrettin.

Adeta bir sigara dumanı kadar yoğun bir şekilde ki nefesinle oynamaya başladın.

Parktaki bir bankta oturmuş etrafı seyir ederken nefesinin havada bıraktığı isli görüntü tek eğlencendi.

Yıldızların bile görüntüsü yokken hayat ne kadar aydınlık olabilirdi bu gece?

Oturduğun çocuk parkının kenarına siyah bir araba yavaşça yaklaştı...

Görüntüsünü farkettirmeden izleyen sen bir anda korkuyla sırtını dikleştirdin, siyah bir araba camlarına film çekilmişti. Arabada ki kişi hala inmemiş ve senin bankının yakınlarında kalıyordu.

Sakince kalkıp adımlarını parkın tersi yönüne atarken arabanın kapısı açıldı.

Sen adımlarını hızlandırıp telefonunu yanına almadığın için havaya kısık bir küfür bıraktın.

Dalgalanan sesle birlikte yaklaşan heybetli adımlar senin ağzına getirilen bir bezi koklamanla son buldu.

...

Kulaklarına dolan piyano sesiyle ayaklanan göz kapakların. Piyano sesiyle biraz daha yumuşadı ve tekrar bir uyku seansına geçiş yapacakken aklına gelen görüntüler ile ayaklandın.

Kaçırılmıştın.

Ama kim kaçırdığı insana bu kadar güzel bir oda verir?

Piyano sesi dışarıdan geliyordu ama burayı incelemek istedin.

Etrafta kırmızı siyah mumlar, güller vardı almak için eğildiğinde başından bir taç düştü...

Papatya tacı.

Gülseyerek aldın ve tekrar yerine taktın.

Yoongi... bu tacı Yoongi yapmıştı.

Odanın kapısına ilerledin ve açtın.

Önüne çıkan uzun koridorda, güller heryanı kaplıyordu.

Güllerin çizdiği yolda ilerlerken, tükenen koridorun yeni başlangıcı olan merdivenleri indin. Ellerin trabzanları tutarken gözlerin çevresindekileri kolluyor, dudakların ise bu uyumu yakalamak için gülümsüyordu.

Piyano sesinin evin dışından geldiğine kanaat getirerek merdivenleri daha büyük bir hızla indin ve yerlere kadar uzanan cam kapının ardından gözüken şahesere hayranlıkla baktın...

Piyano sesinin evin dışından geldiğine kanaat getirerek merdivenleri daha büyük bir hızla indin ve yerlere kadar uzanan cam kapının ardından gözüken şahesere hayranlıkla baktın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yoongi, piyano çalıyordu.

Sanki, senin geleceğin anı kollayan nota sesleri hafifçe ritmini azaltarak kaybolurken sende cam kapıyı ardında bıraktın.

Yoongi ellerini piyanodan ayırıp senin geleceğini tamda bu saate ayarlamış gibi notaları yok ederken, yavaşça ayaklandı.

Gözleri parlayan bu adam, gülümseyen bu adam, senin çılgınlarca sevdiğin bu adam tam bir romantik kahramandı...

Yavaşça yaklaşırken senin gözlerin çoktan dolmuştu. Buğulanan görüntü Yoonggi'nin seni kolları arasına alırlen tamamen kararmıştı.

"Ağlama papatya..." diyerek saçlarından derin bir nefesi ciğerlerine hapis etti.

Huzur.

Bu adamın kollarında huzur vardı. Seni kolları arasından uzaklaştırırken içine çöken yalnızlık aniden şaşırmaları oynamıştı...

Yoongi, önünde diz çökmüş bir şekilde sana tek taş bir yüzük uzatıyordu...

Onu hafif hıçkırıklara boğulurken ayağa kaldırdın ve,

Evet dedin. İçinden o kişi... evleneceğin adam tam da bu adamdı.

Sarıldın ve ağladın. Mutluluktan, huzurdan, sonsuzluğa, bu adama ağladın.

Seni kendinden ayırıp iki elinin arasına yüzünü sabitledi,

"Benimle, evlenir misin Papatyam?"

"Evet... "

Sarılan taraf bu sefer o olmuştu. Bu anı sonsuza kadar bir kavanozda saklamak ve her üzüntüden ağladığında kavanozun içine girip burada tekrar konaklamak istedin.

Keşke... dedin. Keşke, bu anı sonsuza kadar saklayabilsem.

Fazlasıyla özendim bu bölüme umarım olmuştur. ;) Sağlıcakla kalın...

with, BTS İmagine!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin