ParkJj

1.7K 97 10
                                    

Muhteşem manzara gözler önüne serilirken, orta şekerli kahvenden bir yudum daha aldın. Yalnızlığın vermiş olduğu burukluk ve acı his kalbini kolaçan ederken dudakların hafifçe yukarı kıvrıldı.

Geçmişten kötü anılar peşini bırakmazken bu zamanlarda nedense hep kötü olanlar beyine hücum ederdi. Ellerini saçına götürüp çekiştirdin.

Elin tekrar kahve bardağına uzanırken onu es geçip çalan telefonuna uzandın.

Park ördek arıyor...

"Alo?"

"(Adın) Neredesin? Evinin önündeyim."

"Ne?! N'apıyorsun orada?"

"Seni bir yere götürecektim. Her neredeysen eğer önemli değilse gelir misin?"

"Şey... ah tabi geliyorum. Bekle seni oradan alırım."

"Tamam papatya dikkatli sür. "

Telefonu kapatıp, hesabı istersin. Ve ödemeyi yapıp çıkarsın.

Otoparkta ki,arabana ilerlerken çantandan çıkardığın anahtarla kilitleri kaldırdın.

Sürücü kapısını açıp çantanı yan koltuğa adeta fırlatırken kapıyı kapatıp, anahtarı kontağa takıp çevirdin.

Uzun dağ yolları tekerlekler altından kayıp giderken merakın sinsi bir yılan gibi deliğinden çıkarak tısladı.

'Ne gösterecek ki?'

Gözün saniyeler içinde parmağın da ki, söz yüzüğüne giderken gülümsedin ve tekrar yola odaklandın...

Evin önünde durduğunda köşe de kaldırım taşına çökmüş Jimin'e ufak bir korna çaldın.

Başını kaldırıp, gözleri seni bulurken gülümsedi ve ayağı kalkıp üzerini silkeledi.

Camını aşağı indirip gülümseyerek,

"Hadi atla." Dedin.

"Sen yolcu oluyorsun ben şoför. Atla."

"Peki öyle olsun."
Arabanın kapısını açıp indin ve ön taraftan dolaşıp yan koltuğa geçtin.

Jimin cebinden siyah bir bez parçası çıkartarak sana uzandığında geri çekilerek gözlerini büyüttün.

"Sakin ol papatya sadece süprizim için hazırlık."

Ona yaklaşarak takmasına izin verdin. Özenle saçlarını geri atıp incinecek bir çicek gibi yavaşça yerleştirdi bandanayı.

Araba harekete geçmeden önünde bir hareketlilik oldu ve kemerin sesini duydun.

Emniyet kemerini takarken nefesi yüzüne çarpıyordu farkında olmadan tuttuğun nefesin Jimin' in minik öpücüğü ile daha da içine kaçarken, sessizliğini korudun.

Araba harekete geçti ve yolculuk sırasında tek bir kelime etmedin.

Araba yavaş hareketlerle duruken,

"Evet. İşte geldik." V harfini iki kez söyleyerek vurgulamış ve heyecanını dile getirmişti.

Sürücü koltuğunun tarafında ki kapı,kapandı ve senin tarafında ki kapı,açıldı.

Bacaklarının altından ve sırtından kavranılıp Jimin'e teslim olurken onun kaslı kollarını kıyafetlerinden bile hissediyordun.

"Jimin, düşeceğiz. " diyerek, mızmızlanırken vücudunda ki tutuşunu sıkılaştırdı.

Yavaşça ilerlerken Jimin'in nefes düzeni hiç bozulmamış ve rahatça taşımıştı.

Seslere bakılırsa şu anda merdiven çıkıyordu.

"Şimdi seni indireceğim tamam mı?"

Basınla onaylarken ayakların yavaşça sert zemini buldu. Olduğun yerde dengeni sağlarken Jimin'in elleri de omuzunda yer aldı.

Seni yürümen için ittirirken yönlendiriyordu.

Hala bir şey görmüyordun...

Başında ki bandana çıkmaya hazırlanırken hiçbir şey görmeden Jimin tekrar eliyle gözlerini kapatı. İtiraz etmedin.

Elleri yavaşça görüş açını sana iade etmek amaçlı çekilirken hafif pembe duvarların üzerinde ki papatya işlemeleri girdi görüş açına bir yatak dolap, yatak odasında olabilecek herşey vardı.

Hayranlıkla odayı süzerken,

"Burası evimizin yatak odası ve biz evli bir çift olarak en çok zamanımızı burada geçireceğiz." Arkanı dönüp yumruğunu omuzuna geçirirken,

"Sakin ol dişi kaplan."

Tekrar arkanı dönüp odayı incelerken tavanda tam yatağın üzerine olan bir konumda ayna gördün ve utançla yüzün kızardı.

Jimin kollarını sana sararken sende ona yüzünü döndün, aniden seni tutuşu sıkılaşırken gözleri dudaklarına kaydı ve yavaşça yaklaşmaya başladı. Kalbin hızla atarken yerini beğenmemiş gibi göğüs kafesine sığmıyordu. Gözlerini kapatıp,ona izin verdiğinde seni sertçe öpmeye başladı. Sende sertçe karşılık verirken seni ittiriyor ve a geri adım atmanı sağlıyordu.

Bacakların bir cisime çarpıp durduğunda ne olduğuna bakmadan Jimin seni yatakla arasına alıp ellerini iki yana koydu ve öpmeye devam etti. Nefes almak için ayrıldığınız da Jimin'in küçüğünü hissettin. Ama regl dönemindeydin. Bunu ona söyleyemeyecek kadar utanıyordun.

"Küçüğüne sahip çık bay Park."

"Sen ona küçük mü dedin? "

"Evet."

"Sen simdi görürsün küçüğü.." diyerek kendini daha fazla bastırdı işe yamıyordu.

"Jimin! Yapamayız."

"Ne oldu korkuyor musun yoksa?" Sırıtarak alayla sorduğu soruya,

"Hayır o, benden korksun." Diyerek çıkıştığında ne dediğinin yeni farkına varmıştın.

"Emin ol bebeğim korkuyor."tekrar öpmeye yeltenirken sıyrılıp kaçtın.

"Jimin, oaz diyorum yapamayız işte. " utançla yüzünü sakladın.

"Sen yoksa..?"

"Tamam Jimin uzatmayalım."

"Olsun papatya, özür dilerim. Ben ilkimizi yaşarız belki demiştim ama?"

"Park Jimin! "

"Tamam. Tamam. Hadi evi dolaşalım."
Diyerek elini beline yerleştirdi evi de incelediniz.

with, BTS İmagine!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin