J.Kook

1.6K 103 18
                                    


Telefonunun titremesiyle birlikte elin cebine giderken son yudumunu zevkle içtiğin kahve bardağını çöpe hediye ederken,

Mesaj ile birlikte gözlerini açabildiğin kadar açtın.

Bilinmeyen numara;

"Jungkook, seni aldatıyor."

Yine yapılan şakalardandır diyerek geçiştirdiğinde telefonun tekrar titredi.

Bilinmeyen numara;

"Şaka değil gel ve gör. "

Kime; Bilinmeyen numara;

"Sana neden inanayım? Ben kook'a güveniyorum."

Bilinmeyen numara;

"Kütüphanede öyle görünmüyor."

Başını dikleştirerek kütüphaneye giderken onun orada olmadığını biliyordun. Sadece seninle görüşmek isteyen biri vardı.

Yavaşça kapıyı iterken, sessizlik,ve yalnızlık havası kitapların kokusuyla birleştiğinde içine çöken huzursuzlukla seslendin,

"Bak! Kimsin bilmiyorum ama Jungkook burada değil ve ona güveniyorum ne istiyorsan gel ve sor."

Hızla arkandan geçen bir şey hissettiğinde arkanı döndün.

Tırsmıştın.

Eski haline gelmeden, omuzlarına dokunan elleri geriye atmak isterken ağzını kapayıp hızla duvara yasladı ve bir elini arkana kırdı.

"Sen buraya geldiysen ona güvenmiyorsun. Öyle değil mi?"

Histerik bir kahkaha ile cevap verdin.

"Yanılıyorsun aksine sen mesaj atmadan önce onunlaydım. Beni kandırma da ne istiyorsun söyle."

Jungkookla değildin ama görünen o ki bu kişi hazırlıksızdı.

"Siktir!"

"Bu kadar aciz misin?"

"Beni kışkırtma!"diyerek seni daha fazla duvara bastırdığında sıklaşan nefeslerine zil sesi eşlik etmişti.

"Seninle görüşeceğiz!",diyerek orayı terk ederken hızlanan nefeslerine engel olamamıştın.

Telefonu çıkarıp, rehperinde buğulanan gözlerinle kook'u,aradın.

"J-jung-"

"(Adın)!? Neler oluyor?!"

"K-k-ütü-pha-nehh!" Telefon kapandı sen hala kendini.sakin tutmaya çalışsanda kriz dakikaların gelmişti nefeslerin arasında gözlerin kapanırken,

Ağlayan gözlerle yanına yaklaşan Jungkook göründü tüm o, zaman tıpkı ağır çekimde ilerlerken bir anda ekran karardı ve seni içine hapis etti.

...

Ağırlıkla açılan gözlerinin acısını ensendeki şiddetli ağrı alırken ağzından acı dolu bir inleme döküldü.

"Uyandın. İyi misin?"

İlk önce eline baktın. O kişinin tuttuğu yerler morarmıştı ve sızlıyordu. Yavaşça başını salladın ve gözlerin onun gözlerini buldu.

Sulanmış gözleri parlayarak bakıyordu. Ufak bir yan gülümseme yollarken o da saçlarına gömülmüş ufak öpücükler verirken derin nefesler alıyordu.

"Bana güvenmen beni mutlu ederken bu duruma ne kadar üzüldüğümü bil ve mesaj gelirse lütfen habersiz yapma."

"Tamam kookie."

"Seni seviyorum papatya."

Evet fikir bulamayan ben yine kendi hastalığımı kullandım. :)
Tamam saçma oldu kabul edin ama aklıma bir şey gelmiyor.

with, BTS İmagine!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin