"Düşünsene, böyle yanıma geliyor.."
Jimin yaklaşır,
"Sonra benim konuşmalarımı duymaya başlayan Jimin arkamda dururken ben konuşmaya başlarım."
Jimin adının ortamda geçmesiyle iyice dikkat kesilir.
"Ona, onu her gördüğümde midemde kelebeklerin uçuştuğunu, ayaklarımın yerden kesildiğini, aklımın karıştığını kalbimin içeriye sığmadığını söylemek isterdim."
Jimin 'in gözleri fal taşı gibi açılırken devam etti.
"O da bunları duyar ve yavaşça omzuma dokunurdu sonra beni sevdigini söyler belki de öperdi huh?"
Jimin, gülümsedi senin yanındaki kıza sus işareti yaparken ciddi bir ifadeyle senin omzuna dokundu,
Yavaşça arkanı dönerken, gülümseyip.
"Görüyor musun? Ahh göremezsin tabii şu an burada ama o benim hayalimde ki adam işte... ne yapacağım." Derken derin bir iç çektin.
Jimin, yavaşça dudaklarına eğilirken onun kokusu ciğerlerine doldu.
Jimin, seni öperken seninde ellerin onun boynunu sardı.
Nefes almak için ayrıldığınız da,
"Onu hala görüyorum hayalden çok gerçek gibi..."
"Çünkü, gerçek olduğum için olabilir mi,Papatya? "
"Papatya? Ahh o çiçeği çok severim."
"Biliyorum."
"Bir dakika bir dakika beni cimcikleyin."
"Aeyş bu.. b-bu gerçek!"
"Hemde saf gerçek. "
Diyerek tekrar dudaklarında onu hissettin.
Geri çekilip,
"İnsanların yüzleri gibi kalplerininde farklı olduğunu söylerler ama bazıları birbirine tıpatıp benzer.."
Seni göğsüne yaklaştırır,
"Duyuyor musun? Bizim kalplerimizin atışları tıpatıp,aynı.."
Diyerek saçlarına uzun bir öpücük kondurdu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bacımsın...
