39.BÖLUM

15.1K 1.1K 237
                                    

Multimedia - Aras

Acil çıkış kapısından kendimi nasıl dışarı attığımı inanın bilmiyordum.Güvenlik görevlileri bana tuhaf tuhaf bakıyorlardı.Hatta elleri bellerine dahi gitmişti.Ama tabiki benim onları izleyecek zamanım yoktu.Şuan deli gibi kaçıyordum.Hemde bir zamanlar yanımda olması için can attığım adamdan.

Derhal ana yola çıkıp beni buradan uzaklaştıracak dört tekerlekli tamam kabul iki tekerlekte olur,hatta icat edildiyse tek tekerlekte olur yeterki hızlı olsun.Lütfen Allah'ım lütfen.

"Aşkım dur!Gel buraya!"

"Bekle bekle daha çok beklersin!Hayvan herif!"

O bağırıyor ben bağırıyorum millette bize tuhaf tuhaf bakıyor.Onun beni yakalaması an meselesiydi.Ama ben elimden gelen herşeyi yapıyordum.
Tabi ensemde ki eli hissetmeyene kadar dı bu.

Evet gençler galiba enselendim!

Önce kendi etrafımda şöyle bir iki tur döndüm.Ardından ise kirpiklerim kaşlarıma değerken sevimsiz Aras'ın sevimsiz gözlerine baktım.Bir elim de ensemi tutan elini oradan çekme derdindeydi.Dişlerimi sıkıp konuştum;

"Ne istiyorsun!Yalan mı?Söylediklerim neden zoruna gidiyor Aras!Neden?"

Öfkemi ve nefretimi kusuyordum ona.Ondan nefret ediyordum.Onunla geçirdiğimiz güzel anıları tek seferde silmiştim hafızamdan.Artık onu görmek istemiyordum.Oda bunu anlamalıydı.

"Yalan.Evet yalan!Dıştan göründüğü gibi değil hiçbirşey."

"Başlama yine Allah aşkına!
Göründüğü gibi değil di zaten.Ama artık herşey olduğu gibi anladın mı?Şimdi saçma sapan konuşmalarını gerçekten dinlemek istemiyorum.
Bırak beni."

Elini ne kadar ensemden çeksemde boşdu.Bunu asla başaramıyordum.İki elim ile denemeye çalışırken kendimi onun göğsüne bastırılmış bir halde buldum.Beni ensemden tutup kendine bastıran Aras'a ağzım açık kalmış bir şekilde bakıyordum.

O ise benim aralanan dudaklarıma bakarak konuşuyordu;

"Artık çok geç Aşkım.Seni asla bırakamam.Bırakmam.Gözlerini görmediğim saniyeler bana ızdırapken,günler bana ölüm gibi gelir.Olmaz.Artık çok geç."

Sanırım beni ona çeken mıknatıs devreye girmişti.Kendimi ona çekilirken buluyordum.Ahh Hayır.Bu kadar yakınlık iyi değil di.Gözlerimi kapatıp geriye doğru döndüm hızla.Ama ne fayda.bir cm dahi uzaklaşamıyordum ondan.Yüzü bana git gide yaklaşırken ben donmuş bir şekilde onu izliyordum.

Dudakları dudaklarımı bulacakken buna izin vermeyerek dudaklarımı ağzımın içine aldım.Evet.Şimdi öpebileceği bir dudak yoktu ortada.Ve bu durum gerçekten çok komikti.O bana kaşlarını tuhafca kaldırıp şaşkın şaşkın bakarken ben tek çizgi haline bürünen dudaklarım ile gıcık bir şekilde güldüm.

Ve oda yenilgiyi hazmedemeyerek beni koltuk altlarımdan gıdıkladı ve bende gıdıklanmanın etkisiyle gülmeye başladım.Diğer yandan da ellerini çekmeye çalışıyordum.Tabi o elleri benim iki yanağımı tutup müptelası olduğum dudaklarına bastırmayana dekti.

Dudaklarım onunkilerin sıcaklığında eriyip kaybolurken kendimde ayakta duracak gücü dahi bulamıyordum.
Sanırım Aras bunu anlamıştı.Ve sol elini usulca belime dayamıştı.Beni tamamen içine hapsetmişti.Ve sanırım ben halimden gayet memnundum.Ne kadar naz yapsam da onu öpmeyi gerçekten çok seviyordum.

O benim ilk öpücüğümün sahibiydi.Ve bir ömür de son öpücüğümün sahibi lacaktı.

"Edep yahu edep!Dört duvar sizin neyinize yetmiyor acep?"

KALP AĞRISI #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin