28.BÖLÜM

14.9K 1.6K 80
                                    

Multimedia - Ömer

"Sen bu hikayenin prensesi,ben ise prensi..."

Selen'den...

"Yaa sen benim sevgilim değil misin?Öpecem tabiki!"Ömer yüksek ve sinirli bir şekilde bağırdı.

"Ya sevgili olan herkez öpüşmek zorunda mı?İstemiyorum diyorum niye anlamıyorsun? "

Kilitlediğim kapının arkasına yaslanıp, yere oturmuştum.Ömer ne kadar diretse de, ona bu kapıyı açmamakta ısrarcıydım.

Pis sapık!Az kalsın öpüyordu beni!Bence bu rol falan yapıyor.Sırf beni elde etmek için oynadığı bir oyun bu!

"Tamam aç kapıyı öpmek yok!"Ömer'in sesi pes eder gibi çıkmıştı ama ben ne yalan söyleyeyim, hiç inanasım gelmiyor.

"Aç-mı-cam!Çürüyeme kadar da çıkmıcam bu odadan!"
Ayağımı yere vurarak söylemiştim.
Sonunda burada çürüyüp gidecektim işte!Bari tek başıma olsaydım.Neden bu öküzü verdiler ki yanıma.Aslında beni onun yanına verdiler.

"Saçmalamayı keser misin?İstemediğin birşeyi zorla yapacak değilim yaa!Sapık mıyım ben?"Ömer'in dediklerine hiç tereddüt etmeden cevap verdim;

"Evet!" Sapık olmasa neden ben mutfakta yemek hazırlarken gizlice gelip beni öpmeye çalışsın ki?Bizim evli olduğumuzu falan sanıyor herhalde.

Nedense benim Yavuz'la kurduğum tüm hayalleri Ömer yıkıyor.Yada yerine mi geçiyor demeliyim.Sanki bilerek yapıyor.Ama ne yaparsa yapsın bana Yavuz'u unutturmak yerine daha çok hatırlatıyor...

"Hadi gel biraz dışarı çıkalım.Hem havada almış oluruz.Senin psikolojin bozulmuş! "

Ömer'in söyledikleri afallamama neden oldu!Bu çocuk gerçekten hafızasını kaybetmiş.Yoksa neden çıkamayacağını bildiği halde böyle birşey desin ki?Hem burada psikolojisi bozuk olan tek kişi kendisi!

"Dışarı mı? "Ona gayet normal gelen şey,bana oldukça imkansız geliyordu.Çünkü dışarı çıktığımızda ilk işimizin kaçmak olduğunu biliyorlardır.Buna asla müsade etmeyeceklerdir.Daha doğrusu babam mūsaade etmezdi.

"Evet dışarı.Hem sana biraz Almanya'yı gezdiririm."

Ömer'in dedikleriyle yerimden fırlayıp kapıyı açtım.Oda üzerindeki mavi tişörtün kenarlarını incelemekle meşgul dü.Şaşkın gözlerimi tişörtünden çekip umursamaz mimikler sergileyen yüzüne diktim.

"Sen az önce Almanya'mı dedin?"Ömer Almanya'da olduğumuzu hatırlamıştı.Buda durumunun git gide iyiye gittiğine işaretti.

"Evet bitanem!Almanya dedim."

Ömer'in boynuma attığı tahminen 50 kiloluk kolunu kaldırmaya çalışıyordum.O ise beni koltuk altına almış ağır ağır merdivenlerden indirmeye çalışıyordu.

Merdivenleri bitirdikten sonra bahçeye çıkardı beni.

"Ömer biraz ciddi olur musun?"Sesim ne kadar yüksek çıkarsa çıksın Ömer'in umru bile değildi.Beni bahçenin,devasa çıkış kapısına doğru yürüttü.

"Ömer?Bak biz dışarı çıkamayız!"

Sonunda kolunun omuzumun üzerindeki baskısından kurtulup,karşısına geçmiştim.Ömer ise iki elinin,dört parmağını cebine geçirmiş bir vaziyette bana bakıyordu.
Üzerimde siyah kısa şortum ve krem rengi salaş buluzum vardı.Omuzlarım açıktı.Ve kolları galiba bana biraz uzundu.Saçlarımı önemsiz bir şekilde toplamıştım.Ayağımada her zamanki gibi convers tercih etmiştim.Kol saatim ve kuyruklu tokamın renginden fuşya.Ömer'in beni inceleyen gözleri sonunda gözlerimle buluşmuştu.

KALP AĞRISI #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin