34.BÖLÜM ●•°

12.8K 1.2K 80
                                    

*Multimedia- SELEN

"BEN ÖLSEYDİM O BELKİ AĞLARDI...
AMA O AĞLASAYDI...BEN ÖLÜRDÜM"

SELEN'DEN...

Yavuz'un vurulduğunu duyduğumda bayılmıştım.Gözlerimi açtığımda karşımda kaşından yüzüne doğru ince bir kan sızan Ömer'i görmüştüm.Anlaşılan ben bayıldığım an odada ki adamlara saldırmıştı.Şuan odada kimse yoktu.Elimi istemsizce Ömer'in kaşındaki,kurumuş yaraya götürdüm.

"Canın acıyor mu?"Ömer,yüzünü avucuma bıraktı ve avuç içime sıcacık bir öpūcūk kondurdu.O kadar sıcaktı ki öpücüğü terlememe neden olmuştu.

"Selen GİTME.."Beklediğim cevap bu değildi.Bana böyle bakmamalıydı.Gitmek zorundaydım.Gitmeliydim.Çünkü...

Çünkü Kalbim Ağrıyor...Hemde çok...Yavuz orada yaşam mücadelesi verirken ben burada nefes alamazdım!Aldığım her nefes işkenceydi...Gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle silip Ömer'e baktım.

"Gitmek zorundayım."Sesim den aciz lik akıyordu.

"Neden?"

Ahh Òmer.Bakma böyle..Omuzlarımda büyük bir yükle gönderme beni.Gitmeliyim.Sana bu acıları yaşatan herkez adına Özür dilerim.Tek bir özürle geçen senelerini geri veremem.Ama başka birşey gelmiyor elimden.

"Hazır mısınız Selen Hanım? " İçeri giren devlerden birinin gözünün altı şişmişti.Ömer sert bir yumruk geçirmiş olmalı.

"Geliyorum."

Yanımda hiçbirşey götürmeme gerek yoktu.Ayakkabımın tekini ararken ayağımda ki sargı bezi dikkatimi çekti.Anlaşılan gelen doktor ayağımıda tedavi etmişti.Ayağıma dikkatli bir şekilde bakarken Ömer'in sesiyle kafamı kaldırdım.

"Bileğin burkulmuş.Dikkat et!"Ömer elindeki mavi conversimin tekini yanıma attı.Yüzüne baktığımda iki çift öfkeli  gözle karşı karşı ya geldim.

Conversimi giymek için eğildigimde,Ömer'in kapıyı serçe çarpıp gitmesiyle gözlerimi yumdum.Bu ani ses beni korkutmuştu.Keşke beni biraz anlaya bilseydin Ömer.Keşke..

Artık hazırdım.Ufak bir kol çantasın dan başka hiçbirşey götürmeyecektim.Onun da içinde özel eşyalarım vardı.Merdivenleri inerken,salondan gelen televizyonun sesini duydum.Ömer koltukta uzanmış dikkatli ve kaşları çatık bir şekilde maç izliyordu.O kaşların benim için çatık olduğunu gayet iyi biliyordum.

Ömer'in dikkatini dağıtmak için bir kaç kez öksürdüm.Bakmadı.Yine öksürmek için hareket etmiştim ki,öksürük krizine girdim.Şuan gerçekten fena halde öksürük komasına girmiştim!

Arkamdan gelen adamlardan birinin elinde bulunan bardağı alıp,içindeki suyu kafama diktim.Bir işi de düzgün yap Selen yaaa!Ne bilim filmlerde böyle olmuyordu!Sorun bende değil ki.Bu kro da!

"Ömer?"

Cevap yoktu.Bu umursamaz hali beni çileden çıkarmaya yetiyor du. Adımlarımı ona doğru atıp karşısına geçtim.Masada bulunan kumandayla da televizyonu kapattım.Ömer sabır dileyip derin bir nefes alıp verdi.

"Vedalaşmak yok mu? "

"YOK!"

"Geri geleceğim.Sadece bir süreliğine..."dememe gerek kalmadan;

"Tutamayacağın sözler verme.Geri gelmeyeceğini ikimizde biliyoruz!"Ömer ayağa kalkıp karşıma geçti.Biraz düşünür gibi yaptı.Sonra da devam etti;

"Ama sevinmen lazım.Kurtuluyorsun bu cehennemden.Ve BENDEN!"

Ömer hiçbirşey demeden arkasını dönüp gitti.Merdivenleri çıkarken arkasından baka kaldım.Belki de haklıydı.Belkide tutamayacağım sözler vermemeliydim.

KALP AĞRISI #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin