SVT/16

18.2K 646 48
                                    

eve gitmek için ayağa kalktım. Yolda yürürken karşıma çıkan arabanın içine çekildim. Ne oluyordu yine?  Fazla şaşırmama gerek kalmadan yanımda duran Toprak' a baktım.

"kızım sen aptal mısın? Niye kaçıyorsun?" dedi sesini fazla yükselterek

"Sende kullandığın sözlere dikkat et o zaman." dedim bende sesimi yukselterek.

"Sen benim sözlerimi neden bu kadar umursuyorsun ki? Annen ne hallere geldi haberin var mı? Abinle baban da geldi ama hiçbir şeyden haberleri yok." dedi. Ne abimle babam mı? Ayy yok ya olamaz. Allah'ım neden herşey üst üste geliyordu. 

"Beni eve götür." dedim çabucak. Kafasını sallayıp onaylarcasına işaret yaptı.

Eve girince etrafta kimse olmadığını gördüm ve odama çıktım üzerime düzgün şeyler giyip elimi yüzümü yıkadım. Hala kendime gelememiştim.

Merdivenlerden inip salona geçtim. Abimi görünce koşarak yanına gidip sarıldım. Zamanlamam harikaydıçünkü biraz daha geç gelsem eve girerken yakalanabilirdim. Ne kadar 30 yaşında olsanız da o sizin abiniz.

"Ihım ıhımm ben de geldim?" dedi babam. Gülerek ona da sarıldım.
Annem babamlar gelir gelmez evlilik olayını anlatmıştı galiba çünkü babam ve abim Toprakla koyu sohbet içine girmişti. Sanırım onu uyarıyorlardı. Onlar da benim açımdan iş icabı olduğunu ve Toprak'ın da mecburiyetten olduğunu biliyorlardı. Bildikleri bir şey daha vardı. Toprak benim mesleğimi bilmiyordu.

Annemle mutfağa geçip çay demledik. Annem bana biraz kırgındı galiba. Daha fazla üstüne gidip onu üzmeyecektim bu yüzden konuşmama kararı aldım. zaten ben onla konuşsam bile o benle konuşmazdı benden de inattı. Çaylar ve ikramlıkları masaya koyup herkesi masaya çağırdım.

"Ömür 2 dk gelir misin?" dedi babam.

Kafamın sallayarak odama çıktık.

"Kızım Sen bize sormadan hiçbir şey yapmazsın ne bu hareketler? Böyle önemli kararı nasıl bu kadar çabuk alabiliyorsun? TEK BAŞINA!!" dedi babam çok az sesini yükselterek. Biliyordum beni kırmak istemiyordu. Bir yandanda haklıydı.

"Baba işimin önemini biliyorsun. Adamla aramda zaten bir sözleşme var. Herhangi bir samimiyetimiz olmayacak. Beni tanıyorsun . İstersen daha fazla birbirimizi üzmeyelim. Ben profesyonel bir savcıyım bunu da unutmazsan mutlu olurum." dedim. Biraz fazla ileri gitmiştim ama haklıydım. Bizim aldığımız kararlar herkesi etkileyecekti.

"Sen kararını vermişsin zaten savcı hanım bana bir şey demek düşmez. Dikkat et de bunların girdaplarının içine düşme." diyip sarıldı.

Babamla birlikte merdivenleri inip salona geçtik. Kimse çayları içmeye başlamamış bizi bekliyordu. Biz de oturunca  başladık.

suratımın asıklığını anlaşılan Toprak farketmiş olacak ki dik dik suratıma bakıyordu. Ona, ne var? bakışları alttım. Bana gel işareti yaptı ve mutfağa gitti. Bu adam babamın yanında ne yapıyor? Babamdan gözleriyle izin alıp ben de yanına gittim.

"Ulaaa babamın yanında napıyorsun?" dedim.

" Hemen şiveye bağlama dilemma. Yanlış bir şey yapmıyoruz baban olsa ne olacak? Senin suratın niye asık." dedi yüzümü elleri arasına alarak.

" ooo hemen bi sahiplenme falan hayırdır. Bu arada bana dilemma diyip durma. Bizim evlenecek olmamız bana karışabileceğin anlamına gelmiyor." dedim

" tabiki sahiplenme olacak çünkü artık sen benim kağıt üstünde de olsa karım olacaksın. Sana dilemma dememi elbet birgün anlayacaksın dilemma. senin suratın bu yüzden mi asık?" dedi benim gibi art arda

" bu arada beni niye kaçırmaya çalıştın deli misin  sen?" dedim.

"Deli olma konusunda haklısın ama ben seni kaçırmaya çalışmadım sadece aldım ve evine getirdim. Biraz da bana karşı iyi olmaya çalışsan ve benim hakkımda iyi düşünsen" dedi ve ellerini yüzümden çekti. Sanki o an kendimi boşlukta hissettim. Bizim ağanın kalbini kırmıştım galiba.

Gönlünü almaya çalışacakken mutfağa abim girdi. Toprak'a ters bir bakış atarak su içti ve mutfaktan çıktı. Onun ardından da Toprak çıktı ve mutfakta yalnız kaldım. Sandalyeye oturup geçmişimi ve geleceğimi düşündüm. Geçmişim güzeldi fakat geleceğime pek parlak bakamıyordum. Zaman bize ilaç olacaktı.

SAVCI VE TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin