Markete girer girmez çikolataların olduğu reyona yöneldim. Hepsinden 2'şer tane alıp sepete attım. Toprak'ı da düşünmem gerekiyordu. sevdiğim çoğu şeyden sepete doldurup kasaya gittim ve ödeme yaptım.
Arabaya geri döndüğümde Toprak telefonuyla uğraşıyordu. Telefonun ekranına yaklaşıp dikkatli dikkatli baktım. Instagram da geziyordu. Hemen yanına sokulup ne yaptığına baktım. Anasayfada öylesine dolaşıyordu. Canım sıkılıyordu ve ona sataşmam gerekiyordu.
Yerime geçip poşetimi açtım ona aldığım şeyleri torpidoya koyup kendime aldıklarımı yemeye başladım. Telefonumu elime alıp biraz oyalanmayı tercih ettim.
Gelen bildirim seslerinden aşırı derecede rahatsız olup sessize aldım. Gelen bildirimlere dönüş yapıp neti kapattım.
Yüksek seste müzik açıp ayaklarımı bağdaş yaptım. Gözlerimi kapatıp çikolatamın tadıyla meşgul olmaya başladım.
Yol ve Toprak sıkmıştı artık, sıkılmıştım. Yapacak bir şeyler de bulamıyordum.
"Toprak sıkıldım senden ya " dedim bir anda
" Ne yapayım yolun ortasında durup mezdeke mi oynayayım? "
"Neden olmasın?" Dedim bir umutla
Bana attığı bakışla umutlarım yok oldular.
...
Bir süre sonra eve varabilmiştik.
Evdekilerle görüşüp hemen odaya çıktım. Kendimi yatağa atar atmaz bir rahatlama hissettim. Yatarken bir yandan da düşünüyordum. Artık kendi evime gitme zamanım gelmişti. Düzenim alt üst olmuştu. Bu akşam Toprak'la bu konuyu konuşacaktım.
Toprak odaya geldiğinde elinde bir demet gül vardı. Beni oturduğum yerden kaldırdı ve duvarla arasına sıkıştırdı. Yavaşça bana doğru yaklaşırken içim çekiliyordu gitgide. Kulağıma yaklaştı ve hafifçe üfleyerek
" Teklifime hâlâ cevap gelmedi." Dedi ne teklifiydi bu
"Ne teklifi?" Dedim
"Hani Geçen gün bayıldığın teklif" dedi sırıtarak
" Ne yani o gerçek miydi?" Dedim Boş bulunarak.
"Hem de hiç olmadığı kadar" dedi ve dudaklarıma yaklaştı. Aramızda milimler vardı.
"Şuan senden komut bekliyorum Ömür" dedi ve gözlerini kapattı.
Aradan saniyeler geçti ve kapı çaldı. Toprak küfür ederek geri çekildi. Kapıyı açınca karşıma annesi çıkınca ateş bastı ve sanırım yanaklarım kızarmıştı.
"Rahatsız ettiysem affola gelin. Yemek hazır hade gelin." Dedi ve gitti. Arkasından
"Geliyoruzzz" diye seslendim
"Hadi Toprak gidelim" dedim ve Toprak'ın elini tutup çekiştirmeye başladım. O da beni takip etti.
Masaya oturduğumuzda gözler bize çevrildi. Babası,
" tatiliniz nasıl geçti oğul?"
"Güzeldi baba eğlendik geldik" dedi ve yemeğine geri döndü.
Ben ise bir yandan yemeği yiyor bir yandan da Toprak'ın dediğine takılmıştım. Ben o teklifi rüya zannediyordum ama yaa. Resmen rezillik nasıl bayılırım ben ayy.
Kulağıma yaklaşıp;
"Ne gülüyorsun öyle? yanlış anlayacaklar hayatım" dedi ve yemeğine döndü. Ah be adam ahh.
Yemekten sonra odaya geçip oturdum ve kitap okumaya başladım. Ne zamandır böyle bir fırsat sunmuyordum kendime. Ama bir şey eksikti, evet kahvem eksikti. Odadan çıkıp mutfağa indim. Mutfağa girince gülen kadınların hepsi bir anda sustu. Onlara bakıp gülümsedim ve ,
"Türk kahvesi nerede acaba?" Diye sordum.
"Aman hanımım sen otur biz yaparız." Dedi ve beni oturttu.
"O zaman kendinize de anneme de yapın birlikte oturup sohbet ederiz en son da fal bakarız." Dedim ve içten bir şekilde gülümsedim. Ayağa kalkıp mutfaktan çıktım. Toprak'ın annesini bulacaktım derken karşıma çıkmıştı bile
" Anne mutfağa gel de oturup kahve falan içeceğiz. Sana da yaptırıyorum." Dedim ve çekiştirmeye başladım.
"Tamam gelin hanım seni mi kıracağım?" dedi ve benimle geldi.
Mutfağa girdiğimizde kahveler hazırlanmıştı ve sofraya yanında su ve çikolata,lokum ile konulmuştu.
"Beni sevdiniz mi bakayım?" Dedim kahvemi içerken.
"Sevdik Tabi hanimağam çok sevecensin." Dedi ben de gülümseyerek karşılık verdim. Sevmeyen de vardır illaki de söyleyemiyorlardır bence.
Kahveler bittikten sonra,
"En iyi kim fal bakıyor ?" Dedim
Herkes gözlerini Toprak'ın annesine yöneltti. Hemen fincanımı ona uzattım.
"Hadii" dedim ve elimi çenemin altına koyup beklemeye koyuldum.
" içinde hafif bir sıkıntı var kızım. Yakında ferahlayacaksın her şey yolunda gidecek. Bir bebek gözüküyor. Hadi hayırlısı bakalım" dedi. Yanaklarım kızarmıştı. böyle bir şey duymayı beklemiyordu çünkü olamazdı. İmkansız gözüküyordu.
"Biraz kitap okumam lazım sonra görüşürüz" dedim ve mutfaktan çıktım
Odaya geldiğimde Toprak yatıyordu. Yol yorgunuydu tabi. Koltuğa sessizce oturup kitabımı elime aldım.
Aradan bir süre geçtikten sonra boynumu öpen dudakla irkildim ve derin bir nefes aldım.
"Korkma, benim " dedi ve başladığı işe devam etti...
Onu durdurmalı mıydım?
Izin mi vermeliydim ?
Neler oluyordu böyle?
Yanlışlıkla aşık mı olmuştum
Nasıl olabilirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI VE TÖRE
Tiểu Thuyết ChungToplantı başladığından beri sadece töre cinayetleri ve evlilikleri hakkında konuşuyorlardı. Adamın ağzından çıkan son kelime beni çıkmaza sürükledi. "ve bu töre ile ilgili davalarla Ömür hanım gidip yerinde ilgilenecek. Yani Mardin'e gidiyorsun Ömü...