Konaktaki seslere uyanmıştım. Dün uykumu aldığım için uyanmam zor olmamıştı. Bugün büyük gündü. DÜĞÜNÜM vardı.
Akşam eve geldikten sonra annemlere de haber vermiştim. Geldiklerinde onları Ceyhan karşılayacaktı. Ceyhan Toprak'ın kardeşiydi aralarında 2 yaş vardı. O da en az Toprak kadar yakışıklıydı.
Odamın kapısı tıklatıldı. Ayağa kalkıp kapıyı açtım. 2 kadın içeriye girip beni sandalyeye oturttu. Sandalyelere zorla oturtulmaktangına gelmişti artık. Biri askıdaki gelinliğime bakarken biri de saçımla değişik şeyler yapıyordu.
"Ne oluyor?" dedim aynadan ikisine bakarak.
"Sizi düğüne hazırlayacağız hanımefendi" dedi, saçları sarı ve uzun boylu olan.
Saçımı yapıp yapıp bozuyorlardı çünkü beğenmiyordum. Ben sade bişey istedikçe sarı saçlı olan abartıyordu. Şimdiden bu kadını sevmemiştim.
En sonunda yaptığı şeyleri beğenmiştim ve tamamen hazırdım. Aman ne heyecanlı demi düğünüm vardı. Anlaşma düğünü. İş düğünü. hangisini derseniz artık.
Odada tek başıma kalmıştım. Kafamda binlerce soru dönüp duruyordu. Bu saatten sonra neler olacaktı?
Benim hayalimde hep şöyle bir evlilik vardı;
Kına gecem olacaktı, ertesi sabah annem gelip beni öpücüklere boğup uyandıracaktı. Eşimle İkimizin de birbirimizi sevdiği bir evlilik olacaktı. Mutlu ve huzurlu geçecekti. Fazla plan hayal yıkarmış derler. Benimki de o misal.Elimi yanağıma götürdüğümde ıslaklık olduğunu farkettim. Düşüncelerim bile bana ağır gelmişti.
Odamın kapısı tıklatılınca "Gel" diye güçsüz bir ses çıkarttım. Gözlerim içeriye giren Toprak'taydı o kadar ihtişamlı o kadar özenliydi ki gözlerimi ondan alamıyordum. Daha iyi bir başlangıcımız olsaydı eğer ben bu adamı sevebilirdim.
"Tamam fazla süzme zaten seninim" diyip güzel bir sırıtma yaptı. Onun bu yaptığına karşılık sadece gülümsedim. Benim bir şeylere kafamı taktığımı anlayıp yanıma oturdu.
"Senin neyin var dilemma?" bu söz hoşuma gitmeye başlamıştı.
"Her kız gibi ben de duygulandım bir şeyim yok Toprak" YALAN!
"Ben bilirim dilemma mı sen bana laf sokmadan duramazdın" dedi tek kaşını kaldırıp mimiklerini daha belirgin yaparak.
"Sen beni savcılıktan nasıl kaçırdın? Unuttuğumu sanma fırsatını bekliyordum sadece."
"Müdürüne adamlarını çekmesi için reddedemeyeceği bir teklifte bulundum reddederse de olacaklardan bahsettim. O da seni hemen benim kollarıma attı. Sanıldığı kadar adaletli ve güvenilir değilmişsiniz. Öğrenmiş oldum." dedi imayla
" Adi herif" demekle yetindim çünkü başka söyleyecek söz yoktu. Devletin adamının yaptığına bak Allah aşkına. Midem bulanıyor bazen bu sistemden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI VE TÖRE
General FictionToplantı başladığından beri sadece töre cinayetleri ve evlilikleri hakkında konuşuyorlardı. Adamın ağzından çıkan son kelime beni çıkmaza sürükledi. "ve bu töre ile ilgili davalarla Ömür hanım gidip yerinde ilgilenecek. Yani Mardin'e gidiyorsun Ömü...