SVT/36

8.4K 286 9
                                    

Beklenmedik şeyler beklenmedik zamanlarda olurdu. Ummadığın şeyler gerçekleşirdi. Alışmıştım ama bu kadarına hazır değildim. Gönlüm bir kaybı daha kaldıramazdı...

Hüngür hüngür ağlayarak hastaneye koştum. Yanımda Toprak'ın annesi ve babası da vardı. Şuan ne yapacağım konusunda hiçbir bilgim yoktu. Düşünemiyordum. Beyin loblarım sistem dışı durumdaydı. Iyiki de Toprak'ın peşinden Mardin'e gelmiştim. Yoksa bu haberi almam ile gelmem arasında dağlar kadar fark olurdu. Yine çocuk çocuk şeyler yapmıştım. Onu üzmüştüm. Kendimi de perişan etmiştim. Bunları haketmiyorduk. 

Ameliyattaydı. Içim içimi yiyordu. Annesi feryat figan bağırıyordu. Babası ise duruşunu bozmamaya çalışıyordu fakat bir yandan onun da gözünden yaş akıyordu.

Toprak Bey sen güçlü bir adamsın, dağ gibisin kendine gel sağ çık şu ameliyattan. Kendi kendime sayıklarken bir yandan da dua ediyordum. Sanki yüreğim alev almıştı. Hissediyordum. Korku bütün bedenimi sarmıştı.

Doktorun çıkmasıyla hızlı hızlı yanına gittik.

"Nasıl oğlum, doktor ?"

"Çok önemli bir durumu yok şu anlık. Vücudu nasıl bir tepki gösterecek onu da bilmiyoruz. Zamanla anlayacağız. Normal odaya alacağız ama öncesinde Ömür hanginiz"

"Benim " dedim merakla

"Seni sayıklıyordu odaya alınca yanına girebilirsin tabi çok uzun durmamak şartıyla."

"Tamam doktor hanım" dedim ve oturdum. Tekrar ayağa kalkıp annesinin yanına gittim ve sarıldım.

"Bak dualar geri çevrilmedi." Dedim gülümseyerek

"Allah'ıma şükürler olsun."

Onu koltuğa oturtup, odasının önüne gittim. Üzerime önlük gibi şeyleri giyip içeriye girdim.

"Toprak kuzum ben geldim."

Gözlerini hafif aralayıp bana baktı. Sonra tekrar kapattı. Yüzünü okşamak için elimi kaldırdığımda beni tutup kendine çekti.

"Bu halde bile neler yapıyorsun Toprak. Ya üzerine düşseydim."

Hafiften sırıtıp dudağımdan öptü.

"Of Toprak off" dedim ve gülümsedim.

"Bugün burada barışmayacaksak boşanalım." Dedi. Gözlerim fal taşı oldu söyledikleri karşısında.

"Boşanmayı istiyorsan zaten durmayalım." Dedim sinirle

"Öff Ömür hep aynısın. Barışalım diyorum yani. Yoksa ne anlamı var ki her şeyin."

"Birbirimizi Sürekli kırıyoruz buna bir çözüm bulmamız gerekiyor. Oturup konuşmalıyız. Tabi sen iyileştikten sonra." Dedim. O da onaylarcasına kafasını salladı.

Odadan çıkıp camın önüne geçtim. Düşünceler yine beynimi yiyordu. Belki de bir nokta koymak gerekiyordu. Bu şekilde olmazdı çünkü hem ben hem o çok yoruluyorduk bu durumdan.

1 hafta sonra

Hala konaktaydık Toprak iyi olana kadar da buradayız gibi duruyordu. Bütün gün Toprak ile beraber odasında duruyordum, başından ayrılmıyordum. Hem ilişkimiz için de iyi oluyordu sohbet edip kaliteli vakitler geçiriyorduk. Konaktaki herkes sürekli çaba sarfediyordu. Biz tekrardan mutlu olmayı başarıyorduk sanırsam. Evliliğimiz yavaş yavaş yoluna giriyordu.

Odaya girdiğimde Toprak uyuyordu. Yavaş adımlarla yanına gidip üzerini örttüm. Alnına hafif bir öpücük kondurup kulağına eğildim.

"sevgilim sen hep iyi ol, biz hep yan yana olalım. Seninle mutluyum ben. Sensiz olmak istemiyorum." Dedim ve tekrar öpüp odadan çıktım.

Etrafa bakınıp biraz hava aldım ve aşağıya indim. Mutfağa inince kahve yapmalarını söyledim cebime elimi atınca sigaramı odada unuttuğumu farkettim.

" kahveyi yukarı getirirsiniz. " Dedim ve odaya çıktım kapıyı yavaşça açıp çantamdan sigarayı aldım ve çıktım.
Balkonda oturdum ve sigaramı yaktım o sırada kahvem gelmişti. Uyuşuk hareketlerle keyif yapıyordum. Nadiren sigara içen tiplerdendim. Bağımlısı değildim ve olacağımı da sanmıyordum.

Bu hayat nereye kadar bu şekilde gidecekti. Hayallerim istediğim gibi değildi, hiçbir şey yolunda değildi. Hiçbir şeyden keyif alamıyordum.

Sırtıma dokunan parmaklarla irkilip arkamı döndüm gelen Toprak'tı.

"üşürsün burada böyle gel odamıza gidelim."

Elimi ona uzatıp tutmasına izin verdim. Odaya girdiğimizde kapıyı kitledi ve oturdu.

"Ne düşünüyordun?"  dedi

"yaşadığımız hayat çok boş geliyor artık sıkıldım. Hiçbir şey yolunda değil. Sürekli bir şeyler çıkıyor. Bu durum artık beni geriyor."

"Biz de neşe katarız hayatımıza" dedi ve yüzüme doğru yaklaştı. Gözleri dudaklarımdaydı...

SAVCI VE TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin