SVT/27

13.1K 489 57
                                    

"Bu huysuzla bir Ömür geçirir misin Dilemma?"

Yutkunduktan sonrasını hatırlamam biraz zor oldu.

Toprak 'tan

Biranda yere yığılmasıyla onu  kucaklamam bir oldu. Ömür' ü arka koltuğa yatırıp Gaza bastım. En yakındaki hastane bile șuan bana çok uzak geliyordu. Ne olmuştu böyle? 

Ömür 'ü kucaklayıp koșar adımlarla hastanenin içine girdim. Ömür' ü odaya alıp beni dıșarıda bıraktılar. Acaba heyecandan mı bayılmıștı? Meraktan çıldıracaktım. 

Odadan çıkan doktor yanıma geldi.

"Bir sorun Yok beyefendi heyecandan ve uzun süreli stresten dolayı bir bayılma geçirmiș evde biraz dinlenmesini öneririm. Serum bitince götürebilirsiniz." dedi.

Oturduğum yerden kalkıp odaya girdim. Melekler gibi uyuyordu. Bu kızın başına da benim yüzümden gelmeyen kalmamıştı. Serumu bitince hemşireyi çağırdım ve gelip serumu çıkarttılar.

"Hadi gidelim bakalım" dedim ve kucağıma aldım. Arabaya binene kadar uyumuștu bizim cadı.

Otele geldiğimde Bizim çocuklar eșyalarımızı toplamıșlardı. Geri dönüș vakti gelmiș  çatmıștı. Ömür'ün dinlenmesi gerekiyordu. Onu uyandırıp uçağa bindiremezdim bu yüzden  Doğu'ya arabamla gidecektik. Hem bol bol da vakit geçirirdik. Hem de erkekler görmez onu. Bu da benim ișime gelirdi. Sanırım doğru diyordu. Ben bir ruh hastasıydım.

Ömür'ü arabanın arka koltuğuna yatırıp șoför koltuğuna geçtim. Hazır O uyurken çeșit çeșit fotoğraf çekmeyi de unutmadım. Hepsinde de gűzel çıkmıștı Dilemmam.

Arabayı çalıștırıp Gaza bastım.  Uyumasından fırsat bilip  hızlı sürecektim ve  yolu biraz olsun azaltacaktım. Yoksa bu sıcakta o kadar yol çekilmezdi.

Gozlerim dikkatli bakmaktan ağarmıștı. Normalde hiç bu kadar dikkatli araba kullanmazdım. Dilemmam arabanın içinde olduğu içindi bu kadar dikkat. Onun kılına bile zarar gelemezdi. GETIRTMEZDIM.

Arka koltuktan gelen hıșırtıyla dilemmamın uyandığını anladım. O tarafa doğru bakmadan yola devam ettim.

" Nereye?" diye homurdandı uykulu sesiyle.

"Evimize" dedim düz bir ses tonuyla.

Uysalca oturup camdan dıșarıyı izlemeye bașladı. Ara sıra aynadan kontrol ediyordum. Her zamanki gibi güzeldi. Afetimsi bir șeydi bu kız.

"Acıktımmm" diye bağıran Ömür'ün sesiyle irkilip fren yaptım.

ÖMÜR'DEN

Biranda fren yapınca kafam ön koltuğa çarptı. Biraz  acımıștı.

" Ne yapıyorsun bee? " dedim kızgın bir tonla

" Sana bir sey oldu zannettim. Ne var da bağırıyorsun?"

"Ama acıktım" dedim sırıtarak.

"Sana Yemek bulalim güzellik"  diyip göz kırptı.

Bi yarım Saatin sonunda McDonald's dan menü alabilmiști beyefendi. Tabiki Ben herzamanki gibi hamburgere resmen saldırmıștım. Ne yapabilirim ki? Çok acıkmıștım. Ben böyle yerken  Toprak Bana dik dik bakıyordu. Rahatsız oluyordum. Yemeğimi adam gibi yiyemiyordum.

" Gel beni de ye canım" diyen Toprak yüzünden iştahım kaçmıştı. Daha yemeyecektim.

"Ömür yeme mi dedim ben sana? Sadece biraz yavaş ye. Sen iste Ben Sana Mc'yi satın alırım."

Dediğini sadece dinledim Cevap bile vermedim. O da biraz durup yemeye devam etti.

Güneşin batmasına doğru yolda bir pansiyon gõrdüm.

"Toprak iki dakika kenara çeker misin?"

Dediğimle Arabayı kenara çekti ve bana döndü. Göz kırparak ne olduğunu sordu.

" Bak pansiyon var şurda bu gece orda kalalım mı?Ben çok yıprandım. Güzel bir uykuya ihtiyacım var "

" Bana farketmez Sen istersen kalalım" demesiyle hemen arabadan indim. Rahat bir uyku çekmek istiyordum. Peşimden hızla gelen Toprak elimi tuttu ve beni kendine çekti. Uykulu olduğum için bir şey söylemedim.

Odaya çıkana kadar bu şekildeydik. Odaya girince kendimi direk yatağa attım. Arabada uyurken saçma sapan bir rüya görmüştüm. Çok da gerçek gibiydi. Rüyamda Toprak Bana evlenme teklifi ediyordu. Sanki gerçekti. Iliklerime kadar hissetmiştim. 

Toprak yatağa uzanıp beni kendine çekti. Gözlerimi kapattım ve içimden küfür ettim. Neden bir şey yapmıyor veya söylemiyordum gerçekten bir fikrim yoktu. Resmen eski halimden eser kalmamıştı.

Yatağın öbür ucuna kaymak istesem de Toprak'ın kolları buna izin vermiyordu. O kendi aleminde takılıyordu. Kolları arasında ona doğru dönünce aramızda milimler kalmıştı. Konuşsam dudağına değecekti dudaklarım. Kafamı biraz geriye doğru çekip konuşmaya başladım.

"Toprak istemiyorum böyle yapmanı"

" Tamam Ömür" diyip bana arkasını dōndü. Afferim böyle söz dinleyeceksin işte.

 Ben de ona arkamı dönüp uyudum.

Sabah bacağıma değen Elle uyandım. Toprak beni dürtüyordu.

"Hadi gidelim yolumuz uzun " dedi ve uyandım. Elimi yüzümü yıkayıp, aynada kendime baktım. Saçım başım çok düzgündü şaşırmıştım doğrusu.

"Hadi Ömür" diye bağıran Toprak ile irkilmiştim. Hemen çıkıp yanına gittim. Beni takmadan hızlı hızlı yürümeye başladı. Ben de tişörtünün arkasından tutup çekiştirerek yürümeye başladım. Arabanın arka koltuğuna oturup yayıldım O da şoför koltuğuna geçti.

" Ben senin özel şoförün değilim Ömür. Öne gel" dediğini ikiletmeden öne geçtim. Sanırım bu sefer biraz haklıydı.  Koltuğu arkaya doğru azıcık yatırıp ayaklarımı cama doğru uzattım. Toprak bana bakıp sonra yola bakmaya devam etti.

Saatlerdir boş boş yolu izliyordum. Benzin istasyonuna giren arabayla doğruldum.

"Sen arabada dur Ben de depoyu doldurayım"

"Toprak Ben de Markete gireyim" dedim ve arabadan indim.

Toprak Bana 200 lük uzatınca almadım ve "Bende var." dedim

"Senin paran benim yanımda geçmez." diyip parayı elime verdi ve gitti. Kro krooo. 


SAVCI VE TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin