Heyecandan kalbimin atış sesini duyuyordum.
"çok güzel kokuyorsun"
"ııı şey" diyip kenara çıkmaya çalıştım. Ama buna izin vermedi ve dudaklarıma yapıştı. Çok utanmıştım. Tepeden tırnağa yanıyordum. Beni kucağına alıp yatağa yatırdı. Bunu yapamazdım, çok yanlıştı. Onu itip yataktan kalktım.
"neden?" dedi.
" çünkü bu yanlış Toprak" dedim.
"neresi yanlış Ömür? Sen benim hem dinen hem de hukuken karımsın."
" aramızda bir anlaşma var Toprak ve ben bunu bozmaya niyetli değilim."
Bir şey demeden üzerini düzeltti ve odadan çıktı.
Saçlarımı kurularken sessize aldığım telefonumun ışığına denk geldim. Annem arıyordu.
"efendim annecim"
"napıyorsun kızım?"
Annemle uzun bir konuşmadan sonra kendimi yatağa bıraktım.
uzun bir süre uykuya ihtiyacım vardı. Her şeyi geride bırakmaya, mutlu olmaya. 'Her şeyin bir zamanı var ' derler hep. Acaba o zamanları biz mi kaçırıyorduk yoksa bize uğramıyor muydu? Bunları ömrümün geriye kalan uzun yıllarında düşünürüm. Şimdi sadece uyuyacağım.
TOPRAK'TAN
Beni deli gibi istediğini biliyordum. Öyleyse neden istememişti? Acaba korkmuş muydu? Ona zarar vermezdim ki, veremezdim daha doğrusu. Hayatımda O' ndan sonra ilk defa birini çok istemiştim. Dilemma'mı.
Yapacak işim olmadığı için telefonumla oynayıp, kahvemi yudumluyordum. Odadan bir hışımla çıkmıştım. Acaba merak etmiş midir? Gerçi merak etse arardı. Normalde kadınlar kocalarını ikidebir arardı. Tabi biz normal değiliz pardon unutmuşum.
Odaya girdiğimde güneş yeni batıyordu. Ses falan da gelmiyordu. Yaatağın olduğu tarafa geçtiğimde. Uyuyan bir dilemma gördüm. Yüzüne camdan süzülen ışık vuruyordu. Muazzam görünüyordu.
Yüzünün baktığı taraftaki koltuğa oturdum. Ceketimi çıkartıp, dar olan gömleğimin kollarını özensizce katladım. sabit kalıp ona dikkatlice baktım. Güzel kızdı. Ileride birbirimizi sevebilirdik, yuvamız ve çocuklarımız olabilirdi. Her şeyden herkesten uzak olabilirdik.
Ömür'denn
Sabah gözlerimi ani şekilde açıp doğruldum. Etrafa bakınca Toprak'ın koltukta uyuduğunu gördüm. Mükemmel bir kocaya sahiptim. Sadece dış görünüş olarak tabiki. Arada sırada dengesizliklerim tutup iltifat edebilirdim. Ne yapayım canım sıkılıyordu.
Yataktan kalkıp Kenarda duran pikeyi üzerine örttüm. Uykusu ağırdı sanırım çünkü hiç tepki vermemişti.
Dolaptan kıyafetlerimi alıp diğer tarafa geçtim. Ben üzerimi giyinirken Toprak ta uyanmıştı.
"bu tarafa gelme üzerimi daha giymedim" diye bağırdım.
"duşa giriyorum. Çıkınca kahvaltı yaparız"
"tamam" dedim.
Ben üzerimi giyineli yarım saat olmuştu fakat beyimiz hâla duştan çıkamamıştı ve acıkmıştım. Banyonun kapısını tıklattım.
" ne yapıyorsan içerde hemen son ver ve gel çünkü sıkıldım ve acıktım " dedim.
" ne yaptığımı merak ediyorsan gel kendin bak"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI VE TÖRE
General FictionToplantı başladığından beri sadece töre cinayetleri ve evlilikleri hakkında konuşuyorlardı. Adamın ağzından çıkan son kelime beni çıkmaza sürükledi. "ve bu töre ile ilgili davalarla Ömür hanım gidip yerinde ilgilenecek. Yani Mardin'e gidiyorsun Ömü...