14.BÖLÜM

9.4K 480 78
                                    




"Ayşe, hadi uyan artık, Ayşe hadi, Ayşee, herkes bizi bekliyor, niye cevap vermiyorsun? Ayşee?"

Dakikalardır seslenmeme rağmen hiç sesi çıkmıyordu. Artık endişelenmeye başlamıştım. Tamam uykusu ağırdı, çabuk uyanmazdı ama böylede hiç yapmazdı. Elimi alnına değdirdiğimde soğumuş teni elimin irkilip bir anda kendimi çekmeme sebep olmuştu. Üzerini örten pikeyi alıp çektiğimde gördüklerim beni dehşete düşürmüştü. Belden aşağısı, her yeri kandı. Endişemle kahrolmak üzereydim. Kardeşime ne olmuştu.

Kapıyı açıp bağırmaya başladım.

"Amcaaa, yenge, amca, Nermin teyze" beni duyduklarını koşuşturma seslerinden anladığımda Ayşenin yanına dönüvermiştim. Yanına eğilivermiş

"Ayşe, ne olur uyan, ne oldu? Ne olur uyan, Ayşe"

" Ayşeye ne oldu?" diyen Mehmet abime

"Bilmiyorum, kaldırmaya çalıştım, uyanmıyor, heryeri kan"

dediğimde gözyaşlarımın yanında hıçkırıklarımıda tutamamış ağlamam şiddetlenmişti. Amcam

"Mehmet, hemen hastaneye gidelim."
diyerek Ayşeyi kucaklamıştıki hep birlikte aşağıya doğru ilerlemeye başlamıştık.

********************

Dakikalardır hastanede acilin kapısındaydık. Durmaksızın ağlıyordum. Yengem ve Nermin teyzede ağlıyor, hep birlikte doktorun vereceği haberi bekliyorduk. Anlamıyordum. Daha dün iyiydi kardeşim, ne olmuştu? Ne olmuştu da o kan her yerine bulaşmıştı. Anlamıyordum ne olduğunu anlamıyordum. Kardeşim çok küçüktü henüz. Hasta mı olmuştu? Nasıl olmuştu. Ona daha çok dikkat etmeliydim. Gözümün önünden ayırmamalıydım. Dün bütün gün bahçede oyun oynamıştı. Belki çok yorulmuş, belki de bir yerini yaralamıştı.

Dışarıya çıkan doktor

"Ayşe Osmanoğlu'nun yakınları" dediğinde hep birlikte yanına ilerlemiştik.

Amcam

"Doktor bey, neyi var?"

"Hasta buraya bilinci kapalı geldi, anüs bölgesinden kanamalıydı. Yaptığımız muayenede, bağırsaklarının yırtılmış, dalağının patlamış olduğunu gördük. Şimdi müdahele için izin istiyorum. Derhal ameliyata girmemiz gerekiyor. Saniyeler bile bizim için önemli."

" Ne gerekiyorsa yapın" demişti amcam

Duyduklarım yutkunmamı zorlaştırıyordu.

"Bu neden oldu?"

Kendi kendime konuşuyormuş gibi sorduğum soruya

"Kesin olarak emin olmasak da yüksekten düşme söz konusu gibi gözüküyor."
demiş hızla ilerleyip içeriye girmişti.

Saatlerdir ameliyatın bitmesini bekliyorduk. İçeriden çıkacak bir haber, bir ümit, çok korkuyordum, ona birşey olacak diye, en değerli varlığı, annesinin babasının emaneti. Gözlerinde artık yaş kalmamıştı. Ne yapacağını bilmiyordu. Yengesine ve amcasına döndüğünde onlarında oldukça üzgün olduğunu görebiliyordu. Nermin teyzenin gözyaşları hiç durmamıştı. İçli içli ağlıyor, bir taraftan Kuran'ı Kerim okuyordu. Yengem ise başını eğmiş, gözlerini yerden kaldırmıyordu. Mehmet abimi de ilk kez böyle görüyordum. Lavaboya gidiyorum diyerek gitmiş, uzun bir zaman geçtikten sonra kızarık gözlerle geri dönmüştü.

Bu arada yanımıza gelen gidenler oluyor, amcamın yengemin tanıdıkları bizlere teselli vermeye çalışıyorlardı. En son gözümü koridora diktiğimde bir anda karşımda Ranayı görüvermiştim. Annesi, babası, Enes hepsi buradaydı. En önden ise Rana hızla ilerleyip, yanıma gelerek sokuluvermişti bana.

HEPSİNDEN ACI        Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin