Hafta sonu geçmiş, pazartesi günü amcamla ben okula gitmek için yola çıkmıştık. Ayşe'yi ise Mehmet abi okula götürecekti. İkimizin de okulları aynı olmasına rağmen, kampüsler farklı yerlerde olduğundan ayrı ayrı okula gelip gidecektik. Daha eylülün ilk haftasında olmamıza rağmen gideceğimiz okul, eğitime 2 hafta erken başlıyordu.
Okulun önüne geldiğimizde binadan oldukça etkilenmiştim. Burası oldukça büyük, gösterişli bir binaydı. Eski okulumdan da oldukça büyüktü. Beraber müdürün odasına gitmiş, müdür bey bizi oldukça içten karşılamıştı. Amcamla biraz sohbet etmelerinin ardından telefonla müdür yardımcısını çağırmıştı.
Bir müddet sonra bayan müdür yardımcısı gelmiş, beni alarak sınıfıma götürürken
Amcam: " Seni bugün okuldan Mehmet alacak, okul çıkışı buraya gelecek" demişti. Söylediğine canım sıkılsada dikkatimi müdür yardımcısının anlattığı şeylere yöneltmiştim." Kızım, sen devlet okulundan geldiğin için bazı noktalarda eksiklerin olabilir. Ama bunların üzerinden geleceğiz merak etme. Eksik olduğun yerlerde birlikte çalışıp, telafi ederiz. Buradaki eğitim sistemi eski okuluna göre oldukça farklı. Bunu sen de anlayacaksın. Biz öğretmenlerin olarak sana her zaman yardımcı olacağız. Hiç endişen olmasın."
dediğinde bir sınıfın önüne gelmiştik."hocam yeni öğrencimiz Zeynep Osmanoğlu"dedikten sonra sınıftan çıkmıştı.
Matematik öğretmeni olduğunu anladığım bayan öğretmen yanıma gelmiş, Hoşgeldin dedikten sonra en ön sıraya beni oturtmuştu.
Teneffüs zili çaldığında sınıftakiler etrafıma toplanmış, nereden geldiğimi, ailemi ve daha birçok soruyu sormuşlardı. Cevaplarına belli belirsiz cevap verdiğimden çok da uzatmamış, yanımdan ayrılmışlardı. Onlar gidince başımı sıraya koymuştumki, bana hiç soru sormamış, ama üzerimden bakışlarını ayırmamış olan yandaki kız:
" merhaba, Hoşgeldin, ben Rana. Çok bunalttılar değil mi seni, anlıyorum, hiç durmaksızın konuşuyorlar ama inan sana özel birşey değil, her yeni gelene aynı şeyi yapıyorlar"
" anlıyorum. " dediğimde ona gülümseyivermiştim.
" Bir dahaki teneffüs uzun, haberin olsun, 1 saat sürecek, bu teneffüste önce namaz kılıyoruz, sonra da yemekhanede yemek yiyoruz, istersen birlikte gideriz. "
" Tabi, isterim."
" Kitap okumayı sever misin sen?"
"Evet, hem de çok"
"Desene gerçekten çok iyi anlaşacağız seninle, buradaki kızların çoğu kitap okumaz, işleri güçleri kıyafet, Moda ve erkeklerdir. Daha bu yaşta evlenme hayallerini kurarlar. Bu sebeple abin varsa sana çok iyi davranırlar burada. Bu yüzden oldukça şanslıyım. Yakışıklı bir abim var. Bazen beni okuldan almaya gelir. Bugün de gelecek. O geldiğinde bütün kızların ağzının suyu akar. Ama abim hiçbirine yüz vermez. Senin abin var mı?"
" Hayır yok"
" O zaman tehlikedesin. Bu okulu sana çekilmez hale getirebilirler. "
" Neden benimle uğraşsınlar?"
" İlla bir sebepleri olması gerekmez, onlar için biraz farklı olman bile yeterli."
Bu söyledikleri canımı sıksa da çalan zille birlikte dikkatimi yeni gelen hocaya ve derse vermeye çalışmıştım.Öğlen teneffüsünde mescitte namazlarımızı kılmış, yemekhaneye girmiştik. Tepsilerle masaya oturmuş, çatal kaşık sesleri arasında yemeklerimizi yemeye başlamıştık ki
" Hey, ufaklık naber"
diyen sese döndüğümde karşımda Laleyi görmüştüm. Hemen yanında da iki kız.
" Söyle bakalım, alışabildin mi yeni hayatına?"
" şeyy, evet"
" Mehmet abin ne Zaman dönecek?
"Cumartesi "
cevabımı verdiğimde asıl gelme sebebini de öğrenmiştim.
"Hiimm, sonra görüşürüz " demiş yanındaki kızlarla konuşarak çekip gitmişti.
Rana " İnanmıyorum Lale Turhal seninle konuştu, o kız kimseye yüz vermez, söyle bakayım nereden tanışıyorsunuz, hem hani senin abin yoktu? Mehmet abinde kimmiş, ne kadar gizemli çıktın sen böyle?"
" O, amcamın oğlu, Lale de yengemin arkadaşının kızı, bize hoşgeldinize gelmişti, oradan tanışıklığımız"
"Anladım. sen daha önce söylediklerini unut, sen bu okulda kesinlikle popüler olacaksın, hem zaten bu güzellikle farkedilememen imkansız"
"Teşekkür ederim, ama ben güzel olduğumu pek düşünmüyorum."
"Sen herhalde hiç aynaya bakmıyorsun, senin bu yeşil gözlerin var ya yalnızca onlar bile birçok mecnunla doldurur etrafını"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEPSİNDEN ACI
SpiritualDuyduğu şeyler yutkunmasına engel oluyordu. Yeterince acı yaşamamış mıydı? Onu kaybederse ne olacaktı. Boğazı düğüm düğümdü. Gözyaşları oluk oluk akmaya başlamıştı. Gözleri karardığında düşündüğü şey bu acının hepsinden acı olduğuydu.