50. BÖLÜM

11.8K 481 64
                                    


BEŞ KARDEŞ

"Ağabey; arabaya sığabilecek miyiz bundan sonra?"

"Neden sığmayalım? Bizim minibüsümüz var. Babaannemin sandalyesini bile koyabiliyoruz."

"Ne bileyim ağabey. Okulda dalga geçiyorlar bizle. Siz beş kardeş olacaksınız. Artık hiçbir yere sığmazsınız diyorlar."

"Annemin hamile olduğunu nereden biliyorlar?"

"Okula geldiler ya ağabey; babamla birlikte."

"Sen bunlara kafanı yorma Bilal. Biz her yere sığarız. Evimiz de büyük arabamız da. Sakın anneme sorup da onun canını sıkma bunlarla."

"Tamam ağabey. Bu seferki de kız ağabey. Keşke erkek olsaydı."

"Bilal! Saçmaladın yine. Kötü mü işte? Bir tane daha kız kardeşimizin olacak."

"Kötü değil de. Erkek olsaydı okulda hava atardık."

"Erkek oldu diye hava mı atılır? Hem Ayşe'yi sevmiyor musun?"

"Seviyorum ağabey. Ama o en çok seni seviyor."

"Daha doğru düzgün konuşamıyor bile. Nereden bileceksin hangimizi sevdiğini."

"Ama ağabey; hep senin kucağına tırmanıyor."

Duyduklarımla gözlerim dolmuştu. İkizler yeniden hamile kalmama tepkiliydiler. Bir de kız olacağını duyduklarında üzülmüştüler. Kapının ardından sesli hareket ederek varlığımı haberdar edercesine yanlarına yaklaşmıştım.

"Hoş geldiniz. Nasıl geçti okul?" demiştim gözlerine bakarak.

Ömer: "İyiydi anne. Sen nasılsın?"

"İyim oğlum."

"Hamza nerede oğlum?"

Bilal:" Babaannemle dedemin yanında kaldı."

"Peki; ben aşağı iniyorum. Siz de üzerinizi değiştirip aşağı gelin. Çok güzel şeyler hazırladım. Birlikte yiyelim."

Gözleri parlamıştı ikisininde.

Bilal:"Ne yaptın anne?"

"Sürpriz, aşağıya geldiğinizde öğrenirsiniz."

Aşağı inip Hamza'yı gördüğümde duraksamıştım. Üstü başı perişan haldeydi. Bu yüzden babaannesiyle kalmak istemişti. Sabırla dişlerimi sıkarak konuştum.

"Bu halin ne oğlum?"

"Anne; ne olur kızma."

"Bugün Çarşamba. Ve sen 3 gündür okul kıyafetlerini kirleterek geliyorsun. Bu üzerindeki çamurlar nedir? Ne yapıp da bu hale gelebiliyorsun?"

"Anne; teneffüste Emir'le oynadık. Birden yuvarlanınca bu hale geldim."

"Kavga mı ettin?"

"Yok."

"Yalan söyleme."

"Biraz tartışmış olabiliriz."

"Tamam. Yukarı çık. Üzerini çıkar. Banyoya gir. Geliyorum arkandan."

"Banyo yapmasam?"

Son söylediğiyle çileden çıkarmıştı beni.

"Çık yukarı!" demiştim yüksek perdeden.

Kızmamla çıkmıştı yukarı. Yengeme dönmüştüm mahcupça.

"Kusura bakma yenge. Kafanı şişirdik senin de."

HEPSİNDEN ACI        Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin