DÜĞÜN
Gecelere mutsuzluğumu döke döke bekliyordum düğün günümün gelmesini.Her defasında kaybettiğim, korkum olan cümlelerden yorulmuştum. Gerçek olmayan başka bir dünya vardı sanki içimde. Her lahzada içimi yıkan zaman vardı önümde.
Mehmet; amcamın oğluydu, abimdi, şimdiyse kocam olmuştu. Bazen abi sözcüğü ağzıma kadar gelirken zor tutuyordum dilimi. Alışmaya çalışıyordum, alıştıkça yolda alırım diyordum.
Bazen Ranayı bazen de Enes'i düşünüyordum. İkisininde canımı alırcasına sarfettikleri sözleri aklıma geliyordu. Öylesine kırılmıştım ki sözlerine, zor gelmişti duyduklarım.
Sığınağım olan çardaktaydım yine. Yatsı namazını kıldıktan sonra buraya gelmiştim. Biraz nefes almak, biraz huzur bulmak için.
Meşhur çardağımız
"Neden uyumadın?"
"Biraz burada oturmak istedim."
Tuhaftı, bakışları farklıydı sanki. Tüm gün onu görmemiştim. Son zamanlarda evde hiç olmuyordu zaten.
"Hadi, git yat Zeynep, yarın alışverişe çıkacağız."
"Anlamadım, ne alışverişi?"
"Düğün alışverişi Zeynep, düğün, düğünümüz!"
"Biz seçtik herşeyi, aldık mobilyaları falan, ne kaldı ki?"
"Yarın gittiğimizde görürsün Zeynep, hadi git yat artık."
"Şey, sen uyuyacak mısın?"
"Hayır"
"Bugün ne oldu sana? Beni mi merak ettin sen?"
"Şeyy, ben..."
"Bütün gün buradasın, ben de bir bakayım dedim ne varmış burada bu kadar seni oturtan."
"Tamam, iyi."
deyip karşısında oturduğum yerden kalktım. Sert tavırlarının üstüne bana yine yol gözükmüştü.
Ertesi gün
Aynada son kez giydiğim kırmızı elbiseme bakıp aynı renkte olan şalımı başıma örttüm. Elbiseye bakınca keyiflenmiştim. Yengemin zorla aldırdığı elbiselerden biriydi. Bugün bu elbiseyi giydiğimi gördüğünde gerçekten çok sevinecekti. Aynanın karşısından ayrılıp çantamı alıp, aşağıya hızla inmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEPSİNDEN ACI
EspiritualDuyduğu şeyler yutkunmasına engel oluyordu. Yeterince acı yaşamamış mıydı? Onu kaybederse ne olacaktı. Boğazı düğüm düğümdü. Gözyaşları oluk oluk akmaya başlamıştı. Gözleri karardığında düşündüğü şey bu acının hepsinden acı olduğuydu.