İthaf 👉❤️@alalunamHAKKINI HELAL ET
Gözlerimin önünde akan kanla şoka girmiştim. Eğilip de başını kucağıma aldığımda akan kan beni artan bir endişeye sürüklemeye başlamıştı. Raik amca koşarak yanımıza geldiğinde
"Allahım, bu da ne?" diye bağırdığında cevap dahi verememiştim. Kapıdaki güvenliğe seslendiğinde konuşmalarını uzaktan işitir gibiydim. Yardım çağırmak için koşarak uzaklaştığında sımsıkı tutmaya başlamıştım kanayan yerini. Boynuyla kolu arasında bir yerden geliyordu kan. Gözlerini aralayıp bana baktığında kısık sesle konuşmuştu.
"Sen, sen iyi misin?"
"İyim ben. Konuşma lütfen. Canın yanacak."
"Zeynep!"
"Konuşma!"
"Konuşmamız lazım. Ben ölürsem annem, babam, çocuklarım sana emanet. Onlara iyi bakacağına eminim. Bir isteğim de hakkını helal etmen. Sana çok acı yaşattım. Beni affet."
"Sus! Lütfen. Ölmeyeceksin sen."
"Helal et hakkını."
"Helal olsun." dediğimde gözleri de kapanmıştı.
Böğürerek ağlamaya başladığımda gözlerime inanmak dahi istemiyordum. Kapanan gözlerinin tekrar açılması için Allah'a yalvarmaya başlamıştım. Raik amca yanında iki adamla geldiğinde Mehmet'i battaniyeye yatırmışlar, arabanın arkasına yerleştirmişlerdi bile. Bende yanına yerleştiğimde başını tekrar kucağıma almıştım. O kadar sessizdi ki ürperiyordum.
Önde oturan Raik amcaya seslenerek
"Ne olur, daha çabuk. Hiç sesi çıkmıyor."
Gözlerine baktığımda kapalı gözleri beni daha büyük endişelere sürüklüyordu. Ona bir şey olması düşüncesi bile canımı ölesiye yakıyordu.
Acilden içeri girdiğimizde ise her şey biranda olmuştu. Onunla birlikte girmek istesem de almamışlardı yanına. Bilgi almaları gerektiğini söyleyerek bir masaya oturtmuşlardı beni.
Karşımda oturan memurun sorularına zorlukla cevap veriyordum. Az sonra yanıma yerleşen kadın polis memurunun kolumu tutarak sakinleşmemi söylemesiyle sorulara cevap vermeye başlamıştım. Ellerimdeki kanı gördüğümde yutkunamıyordum. Her şey bir rüya gibiydi. Amcamın, Osman abinin, Şeyma'nın, yengemin ne zaman hastaneye gelip yanımdaki yerlerini aldıklarını hatırlamıyordum bile.
Amcam ayaklarının üzerine çöküp gözlerime baktığında
"Ağlama artık kızım. Mehmet iyi olacak." dediğinde sarılıvermiştim amcama.
"O yaşamak zorunda amca. O olmadan ne yaparım ben? Ya çocuklarım?"
Söylediklerimle herkes gözyaşlarına boğulmuştu. Yengemin de hıçkırıklarını duyuyordum. Gözyaşlarım yanaklarımdan oluk oluk süzülüyordu.
İçeriden çıkan doktorla hepimizin gözü ona çevrilmişti.
Amcam "Oğlumun durumu nasıl doktor bey?"
"Kurşunun girdiği yer çok derinde. Ameliyata almamız gerekiyor. Bir de çok kan kaybetmiş."
Dediğinde yerimde duramayacak hale gelmiştim.
"Ona bir şey olacak mı? İyi olacak mı?"
"Birkaç saat bunu bilemeyiz." dedi doktor.
"Onu görebilir miyim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEPSİNDEN ACI
EspiritualDuyduğu şeyler yutkunmasına engel oluyordu. Yeterince acı yaşamamış mıydı? Onu kaybederse ne olacaktı. Boğazı düğüm düğümdü. Gözyaşları oluk oluk akmaya başlamıştı. Gözleri karardığında düşündüğü şey bu acının hepsinden acı olduğuydu.