ÖMERHamileliğimin son günlerini yaşadığım bu günlerde kendimi pek rahat hissetmiyordum. İlk aylardaki iştahsızlığım gitmiş, artık her şeyi yiyen biri haline gelmiştim.
Fazla fazla yemek yemem herkes tarafından teşvik ediliyordu. Bense artık aldığım kilolardan korkar hale gelmiştim. Ne kadar az yemeye gayret etsem de sonunda mutfakta bir şeyler atıştırırken buluyordum kendimi.
Bugün de Mehmet'ten istediklerim aklımda dönüp duruyordu. Akşama doğru canım baklava çekmiş, hemen telefon ederek Mehmet'ten almasını istemiştim. Şimdi de odamda oturmuş, akşam yiyeceğim baklavaları düşlüyordum.
Mehmet'in sesini duyduğumda aşağı inmek üzereydim.
"Zeynebim, nasılsın?" eğilerek elleriyle karnımı elleriyle sarmış,
"Nasıl bakalım, aslan parçam?"
"İyiz, baklava aldın mı?"
Gülerek "Aldım, aldım. Aşk olsun ama. İnsan bir hatır sorar."
Utanarak "Üzgünüm de benim canım çok istedi. Hemen aşağı insem olur mu? Yemekten önce bir dilim yesem?"
"Tamam, ben de akılsızlık, tabağa koydurup yukarı çıkarsaydım keşke. Sen in, üstümü değiştirip geliyorum."
Mutfaktan içeri girdiğimde masanın üzerindeki paketleri fark ettiğimde ağzımın suyu akmak üzereydi.Paketleri açıp da iki kutunun içerisinde de farklı farklı baklavaları görünce dayanamamış, sandalyeyi çektiğim gibi birer birer ağzıma atıvermeye başlamıştım. Her birinin tadına bakmak istediğimden hepsinden yiyivermiştim.
Ayak seslerini duyup da başımı çevirdiğimde Mehmet'in bana güldüğünü görmüştüm.
Saadet teyze: "Kızım çok mu canın çekmişti? Yarın sana ev baklavası yapayım mı?"
"Yok Saadet teyze, bugün yedim ya, yeter bana.
Mehmet, gülmesene artık."
"Tamam, tamam, kızma." derken bile gülmeye devam etmişti. Alınganlığımın da artık son haddini yaşadığımdan hiçbir şey söylemeyerek mutfaktan çıkmıştım. Gözlerim dolu dolu olmuştu yine.
Salona doğru ilerlediğimde yengem ve amcamın çoktan masaya oturduğunu görmüştüm.
Mehmette arkamdan hızla gelmiş, karşımdaki yerine yerleşmişti.
Yengem: "Zeynep kızım; hayrola gözlerin dolu dolu olmuş. Ne oldu kızım?"
"İyim yenge, bir şeyim yok."
"Bana kızdı anne. Mutfakta ona güldüğüm için."
"Eh be oğlum, derdin ne, uğraşıyorsun kızımla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEPSİNDEN ACI
SpiritualDuyduğu şeyler yutkunmasına engel oluyordu. Yeterince acı yaşamamış mıydı? Onu kaybederse ne olacaktı. Boğazı düğüm düğümdü. Gözyaşları oluk oluk akmaya başlamıştı. Gözleri karardığında düşündüğü şey bu acının hepsinden acı olduğuydu.