SORU
Yattığım yerde kıpırdandığımda ilk farkettiğim şey kolumu oynatamayışımdı. Gözlerimi açmaya çalıştığımda ise yalnızca sol gözümü açabildiğimi farketmiştim. Sağ gözüm bandajla kapalıydı. Başımdaki sis bulutu dağılıp olanları hatırladığımda beni tuttukları beyaz odada olmadığımın da farkındaydım. Yine beyaz bir odadaydım ama anladığım kadarıyla burası bir hastane odasıydı. Gözlerimi yeniden odada gezdirdiğimde onunda bir köşeden beni seyrettiğini farkettim. Gözleriyle beni esir almıştı yine.
"Zeynep, uyandın mı? Nasıl hissediyorsun kendini? "
Cevap vermeyecektim. Gözlerimi kapatıp sadece susmasını diledim.
"Benimle konuşmayacaksın değil mi? Haklısın benimle konuşmamakta. Sana söyleyebileceğim fazla birşey yok. İnan kalbime söz geçiremedim. Bilsem bana bu kadar boş olduğunu inan bir şekilde vazgeçmeye çalışırdım senden. Bugün seni banyoda kanlar içinde gördüğümde, seni bırakmam gerektiğini anladım. Bir hayal kurdum kendime. Bu hayale inandım olmayacağını bile bile.
Başını lavabonun kenarına çarpmışsın Zeynep. Gözkapağında yırtık vardı. Oraya dikiş atıldı. Merak etme izi kalmayacak. Biraz daha aşağıdan çarpsan kör bile kalabilirmişsin. Çok şükür o kadarı olmadı. Böyle birşeyi vicdanım asla kaldıramazdı. Herşey için, tüm yaptıklarım için beni affet. Sana yaşattıkların için özür dilerim. Buradan çıktığımda amcanlara mesaj göndereceğim. Senin yanına gelebilmeleri için.
Bundan sonra seni asla rahatsız etmeyeceğim. Bu olanlardan da kimseye bahsetmeyeceğim. Affet beni, Allah'a emanet ol."Odadan çıktığında duyduklarımla tebessüm etmiştim. Çok şükür kurutulmuştum ondan. Bundan sonra amcamların yanıma biran evvel gelmesinden başka dileğim yoktu.
İçeri giren hemşire
" Zeynep hanım, Ağrı kesicinizin vakti geldi. Serumunuza enjekte edeceğim. Bir süre uyuyabilirsiniz. Uyandığınızda ağrınız olursa haber verin olur mu?"
"Tamam, hemşire hanım; birazdan amcamlar gelecek, ben uyursam onları içeri alırsınız değil mi?"
"Alırız Zeynep hanım, Serhat beyde söylemişti zaten, merak etmeyin, onlarla ilgileniriz."
"Teşekkür ederim."
**********************************
Sağ elimi dudaklarıma dayamış kirpiklerimi ardı ardına kırpıştırıyordum. Görmek istiyordum etrafımda kimlerin olduğunu. Sesler duyuyordum ama çok uzakta gibiydiler.
Amcam "Zeynep, Zeynep!"
Gözümü tam olarak açtığımda yanıbaşımda ayakta duran amcamı, yengemi, Nermin teyzemi görmüştüm.
Şakaklarımdan öpen amcam "Yavrum, kızım benim, canım, çok şükür iyisin."
Sağ elimi avuçlarının içine alan yengem parmaklarımı teker teker öpüyor, ağlıyordu. Ayak ucumda Nermin teyzem dolu dolu gözlerle bize bakıyordu.
"Kızım, Zeynebim, Nasıl merak ettim seni, dünyamız başımıza yıkıldı, beş gündür kör bir kuyudaydık sanki, seni görene kadar yaşamadık biz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEPSİNDEN ACI
SpiritualitéDuyduğu şeyler yutkunmasına engel oluyordu. Yeterince acı yaşamamış mıydı? Onu kaybederse ne olacaktı. Boğazı düğüm düğümdü. Gözyaşları oluk oluk akmaya başlamıştı. Gözleri karardığında düşündüğü şey bu acının hepsinden acı olduğuydu.