Keyifli okumalar dilerim.
••• 2. Bölüm ║''HAYATA SIĞAMIYORUM.'' •••
''Sonsuzluk mu yoksa onsuzluk mu?''
Burnum yoğun hastane kokusuna eriştiğinde bilinciminde yavaş yavaş kendine geldiğini hissedebiliyordum. Gözlerimi açmaya çalıştığımda ise göz kapaklarımın üstündeki yoğun ağırlık buna engel olmuştu.
Gözlerimi tekrar zorlayıp açmaya çalıştım. Uzun uğraşlar sonucu gözlerim bana yenilip açılmıştı ve yaklaşık birkaç dakikadır tavanla bakışıyordum. Kafamı zorla da olsa etrafa çevirdiğimde her taraf bulanık gelmişti gözüme.
Kahverengi bej koltukta annemin uyuduğunu fark ettiğimde biraz olsun içim rahatlamıştı. Yalnız değilim demek ki.
Oda loş ışıkla aydınlandığı için cisimleri pek seçemiyordum. Tabii ki bunda gözlerimin bulanık görmesinin de payı vardı. Gözlüklerim neredeydi benim?
En son babamda olduğunu biliyordum. Ne olmuştu bana?
Elimle belimi yokladım. En son köpeğin üstüme atlamasıyla dikişlerim açılmıştı. Elimi belime koyduğumda sargı bezini olduğu yerde bulamadım. Dikişlerim çoktan erimişti bile.
Ben ne kadar süredir uyuyordum gerçekten?
O sırada odanın kapısı açıldı ve içeri kumral, oldukça alımlı bir hemşire girdi. Elindeki serumu komodinin üstüne koyup takılı olan boş serumu çıkarmak için atağa geçti. O sırada göz göze geldik, şaşkınlıktan olsa gerek kaşları havaya kalkmıştı.
''Siz ne zaman uyandınız Meva Hanım?'' deyip boş serumu komodinin üstüne bıraktı, tam cevap verecekken tekrar ekledi. ''Durun ben doktorunuzu çağırayım.''
Onu kafamla onayladım.
Yaklaşık beş on dakika sonrasında az önceki hemşireyle beyaz önlüklü, uzun boylu bir adam içeri girdi.
''Merhaba Meva Hanım, öncelikle ben Doç. Dr. Hakan Yılmaz. Buraya yaklaşık iki ay önce getirildiniz, iç kanamanız vardı, dikişleriniz de tamamen açılmıştı. Yaklaşık dört saat süren bir ameliyat sonucu hepsi olumlu sonuçlara ulaştı.'' deyip gülümseyerek bana baktı.
Benden bir tepki bekliyordu sanırım.
''Anlıyorum, iki ay boyunca uyuyor muydum gerçekten?'' dedim şaşkınlığımı gizleyemeyerek. İki ay çok uzun bir süreydi, bu kadar ciddi miydi durum gerçekten.
Anlayışlı bir şekilde başını sallayıp, ''Aynen öyle. Siz şimd-'' diye konuşmaya devam ederken sözünü annem kesmişti. Hızlı adımlarla yanıma gelip elimi tuttu.
''Allah'ıma çok şükür, uyandın kızım. Sana bir şey olacak diye o kadar korktuk ki. Neden dikkat etmiyorsun kendine? Baban benim yüzümden diye diye kendini yedi bitirdi.'' dedi ve doktora dönüp konuşmasına devam etti.
''Kusura bakmayın, lafınızı böldüm. Kızımı birden uyanık görünce işte anne yüreği.''
Doktor bey tekrardan anlayışla kafasını salladı ve annemi onaylar sesler çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUTSUZ VAKA ღ uçmayı bilmeyen kelebek
ChickLit''Umutsuzluğun uçurumuna siyah güller serilmiş bir aşk hikayesi.'' ••• Yayımlanma tarihi: 08.06.2019 Genç Kız Edebiyatı #4 29.12.2020 Klasikler #1 24.05.2020 Spiritüel #1 02.08.2020 Aksiyon #10 09.09.2020 Rastgele #1 25.12.2020