♥ Keyifli okumalar diliyorum. ♥
••• 19. BÖLÜM ║ ''ZOR AMA İMKANSIZ DEĞİL.'' •••
''Nasılsın?'' diye sordum.
''Nasıl olmamı dilersin? Hemen öyle olayım.''
Barkın yine bildiğimiz gibi..
Ellerini oturduğu tekerlekli sandalyenin tekerlerine yerleştirerek gözlerini kırpıştırmıştı. Masumiyetle dans eden yüzü tekerlekli sandalyenin içinde iyice masumlaşmış, insanı tebessüm ettirecek derece küçük bir çocuğu anımsatıyordu. Üstüne giymiş olduğu bordo oduncu gömleğinin son düğmesine kadar iliklemiş, tam bir iyi aile çocuğu gibiydi. Gerçi gibi bile fazlaydı, gerçekten de iyi aile çocuğuydu kendisi.
''Ee, gün boyunca oracıkta beni süzmeyi mi planlıyorsun?'' derken aynı zamanda tekerleri ellerinin desteğiyle çevirip yatağımın yanına kadar gelmişti. ''Benim için hava hoş tabii, gözlüklerini tak önce.'' diye havaya konuşuyormuş edasıyla ekledikten sonra çalışma masamın yanına bir solukta varmıştı.
''Yüksek kalitede görmen lazım beni,''
Masamın üzerinde duran gözlüğümü ellerine alıp kendinden biraz uzaklaştırdı, pencerenin dışından perdelerin arasından sızan güneşe doğru tutup, ''Güzel, temiz.'' diye mırıldandı.
Gözlüğümü burnunun üstünde zaten kendinde de varlığını sürdüren gözlüğünün üstüne takmaya çabaladı, yüzünü buruşturup gözlüğümü bu sefer de saçlarının arasına doğru parmaklarının desteğiyle yerleştirdi.
''Altı göz olmak zormuş, yapamadım pek ama bence saçımda daha bir ayrı havası oldu. Ne dersin?''
Bunu söylerken diğer yandan da muzip bakışlarını bana yöneltiyordu, kendini onaylatmak istediği bariz belliydi. Ben de onu kırmayıp başımı salladım dediklerini onaylamak amacıyla.
Saliseler içerisinde annem odaya dalıp, ''Ah, Barkın. Uyandırmışsın Meva'yı. Normalde onu uykusundan pek uyandıramayız kendi isteyip kalkmadığı sürece.'' diye dert yakınırken umutsuz bakışlarıyla beni baştan aşağı süzüyordu.
Barkın annemi onaylayan sesler çıkarıp gülümseyerek bana bakıyordu.
''Uyku önemli elbette fakat benim olduğum yerde insanlar uykuyu değil beni tercih ederler.'' deyip gözlerini kırpıştırarak aklınca göz kırptığını sanmıştı. Sersem.
Yalnız bu söylediklerinin elle tutulur bir kanıtı yoktu ki ben kendim uyanmıştım. Bunu hesaba katmayı unutmuş olmalıydı.
''Ben kendim uyandım?''
''Yoo, ben uyandırmamış mıydım? Kapıdan girdiğimde sen uyumuyor muydun? Dur bir dakika, harbiden sen kendin uyandın.'' demişti, sona doğru daha gür çıkmıştı sesi.
Annem yanıma gelip sandalyeme oturmama yardımcı olurken, ''B12 testi yaptır en kısa zamanda. Etkili olur senin için.'' diye fısıldamış bulundum. Başını reddeder biçimde iki yana salladı, öyle bir sallayışı vardı ki gören iğneden korkuyor sanardı. Ellerini nereye koyacağını bilmiyormuş gibi yerinde rahatsızca kıpırdaşırken aynı zamanda bana laf yetiştirmeyi de asla unutmuyordu.
''Sende gelirsen giderim.''
Biçimli kaşlarım anında çatılırken, ''Her yere benimle gitmek zorunda mısın sen ya?'' diye bir soru yönelttim sitemle karışık, ee tabii o da aynı hızda başını sallamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUTSUZ VAKA ღ uçmayı bilmeyen kelebek
Chick-Lit''Umutsuzluğun uçurumuna siyah güller serilmiş bir aşk hikayesi.'' ••• Yayımlanma tarihi: 08.06.2019 Genç Kız Edebiyatı #4 29.12.2020 Klasikler #1 24.05.2020 Spiritüel #1 02.08.2020 Aksiyon #10 09.09.2020 Rastgele #1 25.12.2020