Keyifli okumalar dilerim. ♥
••• 7. Bölüm ║ SALINCAK •••
Tam ellerimi çekip gözlerimi silecekken babamın sesi ikimizinde yüzündeki gülümsemeyi silmeye yetmişti.
''Barkın neden elini tutuyorsun kızımın? Neden ağlıyorsun sen Meva? Ne oluyor burada?''
Al işte, ayıkla şimdi pirincin taşını.
Barkın, anında ellerini elimden çekip ayağa kalkarken aynı zamanda öksürük krizini de beraberinde getirmişti. O kadar çok öksürmüştü ki artık babam sorduğu soruları es geçerek yanına gelmiş, elini sırtına götürüp sırtına vurmayı da ihmal etmemişti.
Barkın, ''Murat amca vurun dedik öldürdünüz, elinizde ağırmış yani sırtım çürüdü biraz.'' deyip evlerinin olduğu tarafa doğru birkaç adım atmış bu sayede babamla arasına bir mesafe açmıştı, bir yandan da babamın vurmaktan helâk ettiği sırtını tutuyordu sol eliyle.
Babam sağ elindeki işaret parmağını tehdit edercesine Barkın'a savururken, ''Sorumu cevaplamadın, Barkın.'' demişti ciddi bir ses tınısıyla birlikte.
Sorgu suale kalmadan kaçıp kurtulması gerekiyordu, yoksa pek kurtulacak gibi değildi. Babamda ne diye bu kadar tepkili davranıyorsa sanki? Alt tarafı elimi tutmuştu ağlamayım diye sonuçta yani, gerçi konu çocukları olunca daha bir sahiplenici oluyordu ama yememişti sonuçta adam beni.
Barkın, yavaş yavaş bahçede geri adımlar atarken gözüme bağlamadığı siyah bağcıkları çarpmıştı, şimdi takılıp yeri boylayacaktı ya haberi yok.
''Barkın, dikkat et bağc-''
Bir cümlemi tamamlasaydım bari, sakar adam.
Dümdüz arkasına doğru yeri boylarken poposunun üstüne düştüğünde kırık çıkığının olduğuna emin olmuştum, yüzü kırışıp gözlerini kapatıp sıkarken acı çektiğine kanaat getirmiştim, başını sağ sola salladıktan sonra bacaklarını kendine çekip bağlamadığı bağcıklarına uzanmıştı elleri.
''Bağcıkları bağlamayan kafamı s..seveyim ben.''
Küfür edecekken babamın olduğunu fark edip anında kurduğu cümleyi başka anlamlara sürüklerken kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu bir yandan da hırsla bağcıklarını bağlıyor, o kadar hırslı bağlıyordu ki bağlayamıyordu bile yani.
Yaklaşık yirmi saniyenin sonunda kendine daha çok sinirlenip bağlayamadığı bağcıklarını ayakkabının içine doğru sıkıştırırken ayağa kalkmış, ''Murat amca her yanım sızım sızım sızlıyor, bırak beni gideyim, başka zaman hesaplaşacağız söz veriyorum bakın.'' dedikten sonra bana dönüp konuşmasına devam etmişti.
''Sana da iyi geceler, Meva. Gözyaşlarına hâkim ol bir dahaki sefere ben olamayabilirim yanında.''
Babam adımlarını hızlandırıp, ''Bak hâla neler diyor, gel ulan buraya.'' derken aynı zamanda adımlarını daha da sıklaştırıyordu, Barkın ise koşar adımlarla çalılıklardan zıplayarak kendi evlerinin tarafına geçmişti, gençliğinin ve çevikliğinin de etkisi vardı tabii ki bunda. Köpeği Max'i kucağına aldıktan sonra çalılıkların bu tarafındaki babama el sallayıp arada mesafe olduğu için sesini yükselterek konuşmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUTSUZ VAKA ღ uçmayı bilmeyen kelebek
Chick-Lit''Umutsuzluğun uçurumuna siyah güller serilmiş bir aşk hikayesi.'' ••• Yayımlanma tarihi: 08.06.2019 Genç Kız Edebiyatı #4 29.12.2020 Klasikler #1 24.05.2020 Spiritüel #1 02.08.2020 Aksiyon #10 09.09.2020 Rastgele #1 25.12.2020