5. Bölüm ║ Söz

13.1K 1.6K 334
                                    


   Keyifli okumalar dilerim. ♥♡

••• 5. Bölüm ║ SÖZ •••


Kendi de beyaz klasik orta sehpaya oturduktan sonra ekledi.

''İlk aşama: dengede kalmak.''

İçimden dediği şeyi tekrarladım.

'İlk aşama: dengede kalmak.'

Dediğine karşılık içim huzurla dolarken içimde yürüyebileceğime dair kıvılcımlar oluşmuştu. Çok tuhaf hissediyordum kendimi. Doğduğumdan bu yana ayaklarımı kullanamadığım için yürümenin nasıl bir his olduğunu dahi bilmiyordum.

Umut vaat eden bir cümle bile kalbimi çarptıracak derecede mutlu ediyordu.

''Senin boyun kaç ki acaba?''

Gözlerimi devirip omuz silktim, boyumun kaç santimetre olduğunu bilmiyordum, merakta ettiğim yoktu.

Koltukta arkama yaslanıp iyice yayıldıktan sonra, ''Hiç bilmiyorum, inan. Hiçte merak etmedim yani.'' dedim.

''Buradan bakınca pek bir kısasın da,'' dediğinde kaşlarımı çatıp ona dönmüştüm.

Ee annem kısaydı, babam kısaydı benim durupta iki metre bacaklara ve müthiş derecede kıvrımlara sahip bir vücudum olacak değildi üstelik zayıf veya şişman olarak nitelendirilemeyecek bir kademedeydim, benim gibiler balık etli olarak nitelendiriliyordu bildiğim kadarıyla.

Barkın'ın dediğini umursamayarak dirseğimi koltuğun koluna yaslayıp yanağımı da avuç içime yaslamıştım. Sürekli esneyip duruyordum uykumun gelmesinde üstümde hastanede giydiğim buz mavisi pijamalarımın da etkisi vardı. Buz mavisi rengini çok severdim, buğday tenimle uyumu fazlasıyla hoşuma gidiyordu ki mavinin her tonuna da hayrandım.

O sırada oda da telefon sesi yankılanmaya başladığında elim istemsizce cebime gitmişti. Ee benim telefonum yoktu ki, cidden iyice kafam gitmişti.

Bakışlarım bu seferde Barkın'a dönmüştü, telefonum olmadığına göre onun telefonunun çaldığı belliydi, telefonlarımızın zil sesi de aynıydı.

Telefonu cebinden çıkarıp ekranına baktı, çalmaya halen devam ediyordu ama açmaya da pek niyetinin olmadığı belliydi. Telefonun güç yerine basılı tuttuğunda telefonu kapattığını anlamak güç olmamıştı.

Kaşlarını çatıp bakışlarının bir yerde olduğunu gördüğümde bende o tarafa doğru bakmaya başlamıştım. Beyaz orta sehpanın örtüsüne bakıyordu. Hani bakılacak bir yanı da yoktu. Klasik annemin işlediği örtülerden biriydi.

Merak edip gülerek, ''Baya daldın sende ha,'' dediğimde sıçrayıp bana dönmüştü.

İşaret parmağını alnına götürüp kaşırken bir yandan da oturduğu koltukta daha da yayılmıştı. Onun gözleri bendeyken ben ise alnını kaşıyan eline odaklıydım. Kemikli parmaklarına karşılık yüzük parmağında gümüş ince çizgilere sahip bir yüzük vardı, eski olduğu belli oluyordu, baba yadigârı falandı sanırım.

UMUTSUZ VAKA  ღ uçmayı bilmeyen kelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin