SANA SOYUNDUM #Wattys2017

44.BÖLÜM

Asya ve Melisa hiç konuşmadan eve geldiler içeri girdikten sonra Melisa sessizliği bozdu " Bu gece gerçekten yemek yemeden şişlik birer soda getireyim de rahatlarız "

Asya oturma odasına oturdu, Melisa hızlıca geldi ve yanına oturdu " al kardeşim "

" Melisa ben çok aptalım değil mi?"

" Hayır canım benim o nerden çıktı? "

" Baksana herkesin alay konusuyum, ve bana kötülük yapan herkese iyilik yapıyorum, enayiyim ben."

" Bak tatlım iyi niyetli olmak onların gözünde enayilik olabilir ama inan bana sen hep doğru olanı yaptın. Büyük düşünürler, ne demiş ' sana kötülük yapana sen iyilik yap 'demiş. Ve sen bu hayatta tanıdığım en mükemmel insansın "

Asya şaşırmıştı Melisa dan bu sözleri duymayı biraz garipsemişti. Sonuçta dinle alakası olmayan bir kızdı ve bugüne kadar hep kötülük yapardı, ama insanlar değişebilir tabi kalbi mühürlenmediği zaman. " sen iyi bir dostsun sağol, iyiki burdasın "

" Ne demek herzaman burdayım artık burada hep yanında olacağım söz veriyorum " Asya'nın elini tutarak.

" Hadi şimdi güzel bir uyku çekelim boşalt zihnini, hiçbirşey düşünme unutma kimse kendinden daha önemli değildir. İyi geceler hayatım "

Asya da yatmak için ayağa kalktı sodasından bir yudum almıştı ve sehpa nın üzerine bıraktı. Yakmak için odasına geçti.

Sabah sekiz olmuştu bile Gülşen, Melehatın başına dikildi " uyan kalk hadi! Hemen "

Melahat titreyerek uyandı " Ne oldu be sabah sabah "

" kalk kız Gülbeyaz mıdır Karbeyaz mıdır herneyse onun yanına gideceğiz "

" Tamam bi kahvaltı yapsaydık, "

" Ne kahvaltısı be! Yolda simit alırız neyine yetmiyor "

" off off tamam bari lavabo ya gireyim, izin varsa"

" çabuk sadece iki dakika "

Melehat tuvaletteyken Gülşen onun gardırobunu açtı birkaç parça kıyafet çıkardı. Melehat " Kız şimdide dolabımı mı kurcalıyorsun "

" saçma sapan konuşma al giy bunları hemen çıkıyoruz "

" emredersiniz hanımefendi, ya kızım acele işe şeytan karışır diyeceğim de sen kendin şeytandan betersin zaten " dedi gülerek.

" İltifatın için teşekkür ederim hayatım zevzekliği bırakta biran önce gidelim. "

Hızlı bir şekilde evden çıktılar, Melehatın arabasına bindiler" E tatlım karar verdin mi ne büyüsü yaptıracaksın? "

" Kız bana bak bu hatun işini iyi yapıyor değil mi param boşa giderse gebertirim seni "

" Yok yok kaç kez aşk büyüsü yaptırdım."

" Birde ne kadar para alıyor bu kadın "

" Valla büyüsüne göre değişiyor, ama en ucuz 2000 lira dan başlıyor "

" oha, neyse önemli olan iyi iş yapması, eğer beceremezse ilk önce senin yakana yapışırım "

" Kız saçmalama kadının üçleri beşleri var"

Neredeyse varmak üzerelerdi, yollar çok yokuştu artık araba zorlanıyordu, Melehat dağlık bir yola doğru yönünü değiştirdi. Artık ana yoldan çıkmıştı zaten nerdeyse rakım olarak 1500 leri bulmuştu. Trafikten çıktıkları için arkalarında hiçbir araba yoktu. Taşlı yollardan ve dik yokuştan artık araba çıkmakta iyice zorlanıyordu. Gülşen arkasına baktı dikiz aynasından kimse yoktu. Kuş uçmaz kervan geçmez bir yere geldiler yollar biraz daha düzlük olmaya başladı bir köye gelmişlerdi tabelaya baktı nufus 500 hiç burada bir köy olduğu aklına gelmemişti.

Melehat "evet geldik "

" Hangisi? "

arabayı durdurdu, " Şu karşıdaki köhne evi görüyor musun? Dedi eliyle işaret edip.

" Şu nerdeyse dökülecek olan ev mi?

" evet hadi inelim "

"Gülşen buraya topuklu ayakkabıyla mı gelinir? "

" Afedersin tatlım ama beni böyle ıssız terkedilmiş 13. Cuma filminden fırlamış bir mekana getireceğini bilseydim ona göre kombin yapardım "
"Tamam tamam kapıyı çalayım ben" kapıyı çalar çalmaz kapı açıldı. Gülşene baktı " Gülbeyaz hatun, içerde misiniz?"

Gülşen " Ay yürü gir içeri oturakoyalım kadının alış veriş merkezine gidecek hali yokya, gelir şimdi "

İçeri girdiler önce Melehat sonra Gülşen burnunu tıkadı " Öff bu ne koku ya böyle hem şu camları açalım hava alsın içerisi "

Melehat camı zorluyordu ama açamıyordu, Gülşen kokuyu takip ediyordu nerden geldiğini bulmak istiyordu içeride kasvetli bir hava hakimdi. Telefonun flaşını açtı etrafa bakıyordu duvarda kanla yazılmış bildiği dille birşeyler vardı ağır ağır yürüyordu ışığı biraz aşağı indirdi, yerde hayvan organları çeşit çeşit böcekler falan vardı " Meloş tatlım buraya gel hemen! "

Melehat koşarak geldi " Aman Allâh'ım bunlar da ne böyle? "

" Ben bu kokuya daha fazla dayanamayacağım dışarda bekleyeceğim "

İkiside arkasını döndü, flaşı karşıya doğru tuttu birden irkildiler Gülbeyaz karşılarında duruyordu tıpkı bir put gibi hareketsizdi yavaş yavaş sırıtmaya başladı..