Sabah saçlarımla oynayan el sayesinde uyanmıştım. Tabi uykumu almışlığın rahatlığı da vardı. Birazcık. Yüzüme batan sakallarla yüzümü buruşturup gözlerimi açtım. Özgür sırıtarak sakallarını yüzüme sürmeye devam ediyordu.
"Yaa" diye huysuzlandım yüzünü uzaklaştırmaya çalışarak.
"Uyandın sonunda, huysuz."
"Sensin huysuz" dedim sakallarını çekip. Acıyla yüzünü buruşturunca gülümsedim. "Uzatmışsın sakallarını, bana sürtüyorsun."
"Sevmedin mi?" dedi tek kaşını kaldırıp.
"Hayır" diye mırıldandım. "Evet. Yani aslında sakallarını seviyorum ama biraz daha kısayken."
"Keserim tamamen istersen."
"Hiç olmazsa yanaklarını nasıl seveyim, adam" dedim sırıtarak. Gülümseyerek elini yanağıma koydu.
"Senin yanağınmış gibi sevebilirsin" dedi. Gülümseyerek çenesine ufak bir öpücük kondurdum. Ardından burnuna, yanağına, dudağına öpücükler kondurdum.
"Özgür" diye fısıldadım alnımı çenesine yasladığım sırada.
"Hı?"
"Ben seni çok özlemiştim" dedim. "Daha doyamadım ama gitmek zorundayız."
"Bundan sonra bu kadar özlemek zorunda kalmayacaksın güzelim" dedi kollarını etrafıma dolayıp. Başını eğip alnıma öpücük kondurunca gözlerimi kapatıp anın tadını çıkardım. Pardon çıkarmaya çalıştım.
"Ya ama ben burda iki dakika sevgilimle zaman geçiremeyecek miyim?"
"Ne zamanı be?" diyerek içeri dalan Handeyle korkarak geri çekildim. "Geceden beri berabersiniz zaten."
"Ama siz de birlikte yattınız" diye mırıldandım arkasındaki Poyrazı işaret ederek. "Sen neden bana karışıyorsun ya hem? Ben sevgilimle olmak istiyorum belki."
"Kırarım bacaklarını senin" dedi kaşlarını çatıp yanıma gelirken. Kolumdan tutup yataktan çıkarırken söylenerek koluna vurmaya başladım. "Rahat dur."
"Ya Hande."
"Ne Hande, Hande?" dedi kaşlarını çatarak. "Acıktık herhalde. Kaç saattir burdayız, midem de davullar zurnalar çalıyor."
"Abicim bu kız bu kadar dırdırcı mıydı ya?" diye homurdandı Özgür de yataktan kalkarken. "Ben severdim bu kızı."
"Beğenemediniz mi enişte bey?" diye sordu Hande alayla. Koluma daha sıkı sarılıp beni kendine çekti. "Ben yoksam kuzenim de yok. Ona göre."
"Hande, gel güzelim sen böyle" dedi Poyraz gülerek araya girip. Handeyi kolundan tutup kendisine çekmeye çalıştı ama beni bırakmamakta ısrarcıydı.
"Bana ne ya" dedi huysuzca omuz silkip. "Ben kuzenimi özledim. Bulmuşum eskisi gibi eğlenceli kızı, bırakır mıyım?"
"Aşkım ya" dedim sırıtarak ona sarılırken. "Ben de seni özledim kuzum ama izin ver de bir üzerimi değiştireyim."
"Haa" diye mırıldandı şaşkınlıkla ve geri çekilip üzerimi kontrol etti. "Tamam sen üzerini değiştir. Sen de çok bakma öyle bacaklarına falan."
"Çattık ya" dedi Özgür sinirle ve odadaki banyoya girdi. Hande yüzündeki ciddiyeti bozup sırıtırken Poyrazın yanına geçti.
"Yaşasın kötülük" diye mırıldandı ve odadan çıktı. Ezgi de bana göz kırpıp Barışla birlikte odadan çıktı ve kapıyı kapattı. Gülümserken bir yandan da başımı onaylamazca sallayıp dolabı açtım. Bugün ne giyecektim bakalım. Elime bir elbise aldığım sırada belime dolanan kollarla başımı çevirip arkaya baktım.
