1. Bölüm

4.8K 110 5
                                    

Öncelikle beni ikinci kitaba teşvik eden okuyucularıma çok teşekkür ederim. Bildiğiniz üzere 2. kitapta, ilk kitaptaki kahramanların çocuklarının hayatını yazacağım.

Kurgu yavaş yavaş kafamda oluştu ama üniversiteden öncesinden yazmaya başladığım için, ana olaylara geçebilmek için ilk bölümlerde birkaç hafta, birkaç ay birden atlatacağım.

Okurken şaşırmamanız veya garipsememeniz için haber vermek istedim. Yanımda olan herkese çok teşekkür ederim. İkinci kitapta da oy ve güzel yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalar.

1.BÖLÜM

"Yaaaa. Yeter artık ya" diye bağırdım yastığı kafama bastırırken. Bıktım her sabah şu sesi duymaktan. Her sabahki gibi bu sabahta abimin alarm sesiyle uyanmıştım. "Alt tarafı spora gideceksin ne bu alarm merakı. Uyanamazsan bir günde yapmazsın." Söylenerek odamdan çıkıp onun odasına girdim. Beyefendinin alarmı çalıyor ama kendisi hala yatıyor. "Beni uyandırmak için mi kuruyorsun şu lanet alarmı."

"Ne oluyor kızım ya?" diye homurdandı yastıktan kafasını kaldırıp.

"Şu lanet alarmını kurma bir sabah. Gece geç yatıyorum zaten. Sabahları da senin yüzünden erken uyanıyorum."

"Off Deniz" diye bağırdı yerinden kalkarken. "Bana dırdır yapacağına geri yatağına yatsaydın çoktan uykuya dalmıştın."

"Ne oluyor burda gene?" Annem sabahlığının belini bağlarken odaya girmişti. Elini beline koyup her zamanki otoriter anne rolünü eline almıştı. "Her sabah bu gürültüyle uyanmak zorundamıyız."

"Bende aynısını söylüyorum annecim" dedim tatlı sesimle. "Oğlun her sabah alarm kuruyor ama kendisi dışında herkes uyanıyor."

"Kızında her sabah odama pat diye girip kafamda cırlıyor."

"Yeter" diyerek babamda olaya dahil oldu. Annemin yanındaki yerini alırken çatık kaşlarla bize bakıyordu. "Birincisi kızın ya da oğlun değil, kızınız ya da oğlunuz. İkincisi her sabah şu tartışmayı yapmaktan vazgeçin."

"Ama baba kendi keyfi için beni de uyandırıyor. Zaten okula gitmiyorum, erken uyanınca daha da sinirlerim bozuluyor" dedim kırgın sesimle. Annem ve babamın hatta abimin bile bakışları yumuşarken ben parmaklarımla oynuyordum.

"Tamam bundan sonra daha kısık sesle kurarım alarmı" dedi abim yumuşak bir sesle. Annem oğluna gururlu gözlerle bakarken babam gülümsemişti.

"Biz sana istersen özel okula gidebileceğini söyledik ama prenses" dedi babam. Gülümsemeye çalışarak onların yanına gittim.

"Ben kendi emeğimle kazandığım okula gitmek istiyorum" dedim ve yanağından öptüm. Annemi de öptükten sonra geri çekildim. "Gene de teşekkür ederim."

"Anasının kızı" diye homurdandı babam. Annemle birbirimize bakıp gülümsedik ve ben odama geçtim.

Evet tam olarak annemin kızıydım. Birçok özelliğimiz benziyordu. İyi kötü tüm huylarımı annemden aldım desem yeridir. Annemin 19 yaşında gösterdiği tüm özellikleri gösteriyorum diyebilirim. Ben daha 19 değildim ama birkaç aya olacaktım.

Annemle tek farkımız sanırım onun bu yaşta bir çocuk sahibi olmasıydı. 19 yaşındayken bir senelik evliydi ve üstüne birde çocuğu vardı. Ben ise hala üniversite okumanın derdindeyim. Evlenmek gibi bir niyetim yok. Şu anki tek derdim iki hafta sonra olacak sınavımdı.

Liseden mezun olduğum sene sınava hazırlanmadığım için istediğim bölüme yeterli bir puan alamamıştım. Ama bu sene gayretliydim. Dershaneye gidiyordum ve bir daha akşam eve geliyordum. Bu süre zarfı içerisinde yemek ve tuvalet ihtiyacı dışında aralıksız ders dinliyordum veya test çözüyordum. İstediğim üniversiteyi ve bölümü kazanmam için yapmam gerekiyordu.

Adını Sen Koy 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin