32. Bölüm

1.6K 70 8
                                    

İlk sınavlarımın bitmesi ve iyi geçmesi şerefine erken ve daha uzun bir bölümle geldim. Hepinize iyi okumalar...

Babam arabayı otoparka park ettikten sonra kapıyı açıp arabadan indim. Onların inmesini beklemeden çantamı koluma takıp otoparktan çıktım. Apartmana girdikten sonra hızlıca merdivenleri çıkmaya başladım. Anahtarım yoktu ama nasılsa ben çıkana kadar onlar çıkardı.

Bizim dairenin bulunduğu kata geldiğimde tahmin ettiğim gibi annem kapıyı açmakla uğraşıyordu. Biraz arkalarında beklerken amacım hem biraz soluklanmaktı hem de babamla konuşmamaktı. Yanına yaklaştığım an bana sarılıp kokusuyla beni yumuşatacağını biliyordum. Ben babama küs kalamazdım ki. O benim ilk aşkımdı. Bu yüzden de böyle davrandığını biliyordum ama artık büyümüştüm. Bana da hak vermeleri gerekiyordu.

İçeri girip ayakkabılarını çıkarırlarken ben de kapının önünde çıkarıp ayakkabılarımı içeri koydum. Kapıyı kapattıktan sonra bir şey demeden odama çıkmak için merdivenlere yöneldim.

"Konuşacağız" diye arkamdan seslenen babamla duraklasam da ona dönmemiştim.

"Konuyu kapattığımızı düşünüyorum."

"Buraya gel." Babam ilk defa benimle bu kadar sert konuşuyordu ve bu beni ister istemez tekrar duraksattı.

"Anıl lütfen" diyen annemi umursamadan konuşmasına devam etti.

"Sen karışma Maya. Yeter artık bu kadar şımarıklık."

"Şımarıklık öyle mi?" dedim sinirle gülüp ona dönerken. "Ne istedim ben senden baba? Hı? Bu zamana kadar şımarıklık adına ne istedim? Neredeyse iki senedir ehliyetim var ama araba istemedim. İstersem özel okula gidebileceğimi söyledin ama ben kendim kazanıp devlet okuluna gittim. İlk defa senden bir şey istedim. O da sadece manevi desteğin. Senden maddi anlamda hiçbir şey istemedim. Eğer şımarık olsaydım şimdi bana ev alacaksın diye ağlardım."

"Kiminle konuştuğuna dikkat et, o sesini yükseltme" dedi sakin tutmaya çalıştığı sesiyle. "Daha 19 yaşındasın sen. Ne ayrı evinden bahsediyorsun? Çocuksun çocuk!"

"Değilim!" diye bağırdım sinirle ayağımı yere vurup. "Umutla aramızda sadece iki yaş var ya. İki. İki sene sonra ayrı eve çıkmama izin verecek misin?"

"Umutla sen bir değilsin."

"Ya neden? O erkek ama ben kızım diye mi? Peki onun yanında kalan? O da kız. O zaman ben de erkek arkadaşımla eve çıkmak istiyorum."

"Haddini aşma" diye bağırdı benim sesime oranla daha yüksek sesle. "Doğru konuş almayayım ayağımın altına."

"Bir onu yapmamıştın zaten" dedim alayla gülüp. "Kızını dövmeyen dizini döver atasözünü mü uygulayacaksın şimdi de? Ne de olsa erkek değilim, değil mi?"

"Deniz odana çık kızım" dedi annem. Haddimi aştığımı biliyordum ama artık dayanamıyordum.

"Neden? Doğruları söylemem ağrınıza mı gitti? Ben de artık reşitim ve istediğimi yapabilirim. Sizi dinlemek ya da sizin istediklerini yapmak mecburiyetinde değilim."

"Bizim kızımızsan mecbursun" diye bağırdı annem dayanamayarak. "Şimdi çık odana."

"Doğru, bizim ailede gelenek haline gelmiştir. Sen de mecbur olduğun için ev..." Yanağımda patlayan elle birlikte başım yana düşerken aynı hızda saçlarım da önüme dökülmüştü. En sevdiğim, en değer verdiğim insanlardan biri... Annem dediğim insan... Sevmek için dokunmaya kıyamayan annem bana vurmuş muydu?

Adını Sen Koy 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin