25. Bölüm

1.5K 62 9
                                    

"Deniz abla, kalk hadi. Deniz abla." Yatağımda zıplayan Duygunun sesiyle yüzümü buruşturarak gözlerimi açtım. Hala daha yatağımda zıplıyordu. Şu çocuklar, ne zevk alıyordu birisini zıplayarak uyandırmaktan?

"Gel buraya, seni cadı" dedim ve kolundan tutup yanıma çektim. Ellerimi karnına götürüp gıdıklamaya başladığım gibi kahkahalar atmaya başladı. "Demek beni uyandırırsın he, hem de zıplayarak."

"Deniz abla" diye hayıflandı kahkahalarının arasından. Nefesinin daralmaması için daha fazla gıdıklamadan bıraktım. Rahat bir nefes alıp bağdaş kurarak tam karşıma oturdu. "Kahvaltımızı yapıp parka gidebilir miyiz?"

"Olur tatlım, gideriz ama önce ben bir üzerimi değiştireyim" dedim ve yanağından sıkı bir makas alıp yataktan kalktım. Ben eşyalarımı alıp banyoya girerken o da benim pikemi katlamaya çalışıyordu. Ah şu kendini beğenmiş çocuklar yok mu? Gülümseyerek banyoya girip dağılan saçlarımı çözüp tekrardan bağladım. Pijamalarımı çıkarıp dolaptan aldığım gri eşofmanımı ve beyaz tişörtümü giydim. Soğuk suyu açıp yüzümü yıkadıktan sonra havluyla kurulayıp bir süre aynada kendime baktım.

Zayıflamıştım. Hem de fazlasıyla. Daha önce istesem bile bu kadar zayıflayamamıştım. Zaten çok kilolu bir kız olmadım hiçbir zaman ama şimdi gerçekten zayıflamıştım. Göz altlarım haddinden fazla içe çökmüştü ve fazlasıyla morarmıştı. Ne yaptın sen bana be Özgür? Ben bunları hak edecek ne yaptım da bunları yaşıyorum? Ben, sadece seni sevdim. Kendimden bile fazla sevdim. O kadar kısa zaman da nasıl başardın, sana bu kadar bağlanmamı?

Havluyu yerine asıp sinirle saçlarımı geriye çekiştirdim. Hatırlamayacağım, unutacağım dedikçe daha fazla aklıma geliyordu. Neden ya, neden? Ben hayatımı düzene sokamayacak mıyım?

"Lanet herif, çıksana aklımdan" diye bağırdım farkında bile olmadan. Allahım sen aklımı kaçırmamam için bana yardım et.

"Deniz abla" diye seslenen Duygunun telaşlı sesini duyunca hızla kendimi toparlayıp banyodan çıktım. "İyi misin?"

"İyiyim tatlım, merak etme" dedim gülümsemeye çalışarak. Yüzündeki korkmuş ifadeyi görünce kendime bir kez daha lanet okudum. "Hadi hızlıca kahvaltımızı yapalım da parka gidelim. Hem geldikten sonra da yüzeriz belki, ne dersin?"

"Harika" diyerek yerinden zıpladı. Bir an da değişen ruh haline şükredip telefonumu aldıktan sonra elinden tutttum ve odadan çıktık.

"Günaydın" dedik birlikte mutfağa girince. Halam elindeki ekmeği kesmeye ara verip bize baktıktan sonra geri devam etti.

"Günaydın kuzucuklar."

"Yardım edilecek bir şey var mı?" dedim Duyguyu sandalyelerden birisine oturturken. İçeriden gelen ağlama sesiyle halam bana 'al sana yardım' der gibi baktı.

"Ahh!"

"Tamam sakin ol. Ben hallederim" dedim gülerek ve hızla mutfaktan çıkıp odalarına girdim. Eniştem işe gittiği için rahat davranabiliyordum. Yatağınının kenarlarına tutunarak ayakta duran Arala sırıtarak baktım. "Gel bakalım sen bana. Ya sen niye ağlıyorsun, hı? Oy senin gözyaşlarını seveyim ya. Ne tatlı bir şeysin sen. Neden bu kadar tatlısın ha? Neden seslenmedin sen bize? Neden ağladın?"

"O konuşamıyor ki daha Deniz abla" dedi Duygu, ben Aralla konuşarak mutfağa girince. Halamla birlikte gülerken kucağımda Aralla birlikte boş yere oturdum.

"Haklısın tatlım ama ben şakasına öyle söylemiştim zaten" dedim. Aral dudağımla oynadığı için doğru düzgün konuşamamıştım. Hoşuna gitmiş olmalı ki gülerek oynamaya devam etti. "Sen ne istiyorsun benim dudağımdan yahu? Hı, minik fare."

Adını Sen Koy 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin