24. Bölüm

1.2K 68 5
                                    

Bursaya geldiğimizde güzel havanın kokusunu içime çektim. Gelmeyeli bayağı zaman olmuştu, özlemişim. Kokusunu, yeşilini, çilesini bile özlemişim.

Bagajdan bavulumu alıp yoluma devam ettim. Çantamda çalan telefonumun sesini duyunca kenara geçip bavulumu bıraktım ve telefonumu çıkardım.

"Efendim halacım."

"İndin mi kuzum?"

"Şimdi indim halacım" dedim bavulumu boş elime alıp yoluma devam ederken.

"Enişten geldi seni almaya. Otoparktadır şimdi."

"Hala ne gerek vardı? Gelirdim ben" dedim yerimde durup. Eğer otoparktaysa diğer tarafa yürümem gerekiyordu.

"Halaya hayıflanmaz. Hadi kapatayım da enişteni ara. Görüşürüz" dedi ve cevap vermemi beklemeden telefonu kapatı. Başımı onaylamaz anlamda sallayıp otoparka doğru yürürken bir yandan da eniştemin numarasını bulup aradım.

"Nerdesin Deniz?"

"Otoparka doğru geliyorum enişte."

"Tamam canım, girişteyim hemen zaten."

"Tamam" dedim ve telefonu kapatıp çantama attım. Otoparkın girişinde eniştemi görünce yanına yürüdüm. Bavulumu elimden alıp bagaja koyduktan sonra bana sarılıp öptü.

"Hoşgeldin fıstık" dedi yanağımdan makas alıp.

"Hoşbulduk enişte" dedim gülümseyerek.

"Hadi halan ve küçük cadı bizi bekliyor" dedi kapımı açarken. Gülümseyerek teşekkür ettim ve arabaya bindim. Kemerimi bağlarken eniştem de binip arabayı çalıştırdı. "Ee ne var ne yok İzmirde? Babanlar nasıl?"

"İyi. Her şey bildiğin gibi işte" dedim omuz silkip. Kimseyle konuşmak istemiyordum. Tek istediğim şey, yatağıma uzanıp uyumaktı.

"Bir tek sen değilsin galiba" diye mırıldandı tereddütle. Bir an enişteme baksam da bakışlarımı geri yola çevirdim.

"Bunları konuşmasak."

"Peki. Sen nasıl istersen" dedi ve müzik çalardan bir kanalı açtı. Derin bir nefes alıp camı indirdim. Bursada İzmir gibi deniz yoktu belki ama seviyordum. Sonuçta doğduğum şehirdi.

Evin önüne geldiğimizde kemerimi çözüp arabadan indim. Eniştem bagajdan bavulumu alırken ben de durup eve bakmaya başladım. İçeri girdiğimde gelecek olan sorulara hazır mıydım? Şimdi halam bir sürü soru soracaktı.

"Sen istemediğin sürece kimse seni zorlamayacak" dedi eniştem güven veren bir sesle. Başımla onaylayıp onunla birlikte kapıya yöneldim. Çalmaya fırsat kalmadan bir anda açılan kapıyla dışarıya fırlayan Duygu hemen kucağıma atladı.

"Deniz abla, seni çok özledim."

"Ben de seni birtanem" dedim kucağıma alıp sarılırken. Yanaklarından öpüp saçlarını geriye attım. "Ne kadar büyümüşsün sen ya?"

"Çok. Abla oldum ben artık" dedi gülümseyerek. Halam yaz tatilinden hemen sonra doğum yapmıştı. Ve şuan yaklaşık on aylık Aral adında bir bebeği vardı. Bursaya döndükten sonra doğum yaptığı için ben gelip görememiştim ve ilk defa görecektim. "Hadi, içeri gidelim de kardeşimi gör."

"Hadi bakalım" dedim ve içeri geçtim. Salonda kucağında Aralla oturan halamı görünce Duyguyu kucağımdan indirip halama sarıldım.

"Hoşgeldin kuzum."

"Hoşbuldum halacım" dedim ve geri çekildim. Kucağındaki küçük tatlı şeye bakıp gülümsedim. Uzun zamandır dudaklarımda beliren en gerçek gülümsemeydi belki de. "Sen nasıl tatlı bir şeysin öyle."

Adını Sen Koy 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin