16. Bölüm

1.7K 75 7
                                    

Sabah yüzüme vuran güneş ışıklarıyla gözlerimi açtım. Yerimden kalkmadan dışarıya baktım. Hava her sene olduğu gibi bu zamanlarda gene bunaltıcıydı.

Komidinin üzerindeki telefonuma uzanıp saate baktım. Saat daha yediydi ve dersime üç saat vardı. Telefonumda ne bir mesaj vardı ne de arama. Özgürle en son cumartesi günü görüşmüştük. Yani piknik günü. Dün hiç arayıp sormamıştı. Açıkçası ben de biraz ders çalıştığım için aklıma gelmemişti. Tamam tamam, en büyük etken internetten dizi izlememdi.

Telefonu yerine koydum ve pikeyi üzerimden atıp ayağa kalkınca kasıklarıma giren ağrıyla yerimde kaldım. Kahretsin! Gene başlıyoruz. Her ay regl zamanımın ilk günü işkence gibi geçiyordu. Ağrı kesici almadan geçmiyordu ama ağrı kesicide regl dönemlerimin düzensizleşmesini sağlıyordu. O yüzden pek içmek istemiyordum.

Şuan ağrım fazla değildi ama yarım saate kalmaz artardı. Bunun için biran önce şekerli su içmemde fayda vardı. Evet, tamamen ağrımı kesmiyordu ama en azından dayanılacak dereceye düşürüyordu. Banyoya girip gerekli işlerimi yapıp geri odama döndüm.

"Günaydın kızım" dedi annem kapıdan bana bakıp gülümseyerek.

"Günaydın annecim."

"Hadi kahvaltıya gel."

"Ben gelene kadar şekerli su yapar mısın annecim?" dedim. Bana bakıp inceledikten sonra başını salladı.

"Çok ağrın var mı?"

"Hayır ama her an başlayabilir" dedim gülümsemeye çalışarak. Ağrı yavaş yavaş artmaya başlamıştı bile. Annem odadan çıkınca  dolabıma dönüp koyu kot yırtık pantolonumu ve beyaz sıfır kol gömleğimi çıkarıp yatağımın üzerine bıraktım. Ağrım dayanılmayacak seviyeye gelince hazırlanmayı bırakıp yatağıma yüz üstü yattım. Ah! Bu andan gerçekten nefret ediyordum.

Komidinin üzerindeki telefonum çalmaya başladığı sırada annemde odaya girmişti. Annemin elinden bardağı alıp teşekkür ettikten sonra telefonumu açtım.

"Efendim" dedim resmen inleyerek.

"İyi misin sen?" Özgürün sesini duyunca bile ağrımın geçtiğini hissettim.

"İyiyim. Sen?"

"Sesin hiç iyi gelmiyor" dedi sesimde bir şeyler ararmış gibi.

"İyiyim. Neden aramıştın sen?" dedim konuyu değiştirmeye çalışarak. Bir yandan da bardağımdaki suyun hepsini içtim. Bardağı anneme uzattıktan sonra geri yatağıma yüz üstü uzandım. İnleyince annem sırtımı okşamaya başladı.

"Kahvaltıya gidelim diye aramıştım ama sen iyi değilsin. Neyin var?"

"Yok bir şeyim. Sonra konuşalım mı?"

"Tamam" deyip telefonu yüzüme kapattı. Ah! Gerçekten şuan ihtiyacım olan şey senin sinirindi Özgür! Telefonu komodinin üzerine bırakıp geri yerimde büzüştüm.

"Çok ağırıyor mu?" diye sordu annem sırtımı okşamaya devam ederken.

"Evet" diye inledim yataktaki pozisyonumu değiştirip cenin pozisyonunu alırken. Ellerimi karnıma dolarken annemde üzerime pikeyi örttü.

"Ah be güzelim. Hastaneye gidelim ister misin?"

"Hayır, ağrı kesici vermekten başka bir şey yapmıyorlar" diye homurdandım.

"Ben sana bir daha şekerli su yapayım" dedi annem ve odamdan çıktı. Dişlerimi yastığa geçirip ağrının geçmesini bekledim. Geçmiyor, geçmiyor. Lanet olsun! İlk gün bu ağrıyı yaşamak zorunda mıyım? Nefret ediyorum şu ağrıdan. "Deniz, misafirin var kızım."

Adını Sen Koy 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin