10. Bölüm

1.3K 67 8
                                    

Sabahın gün ışıklarıyla gözlerimi aralayıp odaya baktım. Kızlar odada yoktu. Başımı yastıktan kaldırmamla geri koymam bir oldu. Ah! Başım çok ağırıyor. Ne vardı sanki o kadar içecek?

Başımı ovalayarak yataktan kalktım. Odadan çıkıp banyoya girdim. Aynadan kendime bakıp yüzümü buruşturdum. Saçlarımdaki tokayı çözüp tekrardan topuz yaptım. Yüzümü yıkadıktan sonra banyodan çıktım. Başımı ovalayarak mutfağa gireceğim sırada birine çarpmamla yeri boylayacakken belimden tuttu.

"Dikkatli ol" dediğinde kim olduğunu anlayınca hemen geri çekildim. Gözlerini arsızca üzerimde gezdirince pijamayla olduğum aklıma geldi.

"Çek o pis gözlerini üzerimden" dedim sinirle ve mutfağa girdim. Barış ve Poyrazı görünce şaşırdım. "Ne işiniz var sizin burda?"

"Sana da günaydın çirkin" dedi Barış gözlerini devirip. Gülümseyerek yanına oturdum ve yanağına öpücük kondurdum. "Ezgi çok güzel kahvaltı hazılar. Kahvaltı yapmaya geldik."

"Geç sen dalganı" dedi Ezgi araya girip. "Bir gün aç kalınca görürsün."

"Bir şey demedim güzelim" dedi Barış sırıtarak. Oov güzelim. Ezgi utanarak geri işine döndü. Bende Barışın koluna dirseğimle vurup sırıttım. Göz kırpıp o da gülümsedi. "Ne bu halin böyle? Adam gibi bir şeyler giyin üzerine."

"Sağ olsun arkadaşın biri elbisemi ıslattığı için" diye homurdandım sinirle. "Ezgi ya ağrı kesici var mı?"

"Olması lazım. Bakayım" dedi ve dolapları karıştırmaya başladı.

"Başın mı ağırıyor?" dedi Barış. Başımı sallayınca önce saçımı çekip sonra şakaklarımı ovalamaya başladı. "Sana götünle içme diyorum dinlemiyorsun."

"Ağzını bozma" dedim sinirle. Ellerinden kurtulup geri çekildim. "Masaj yapmak zorunda da değilsin."

"Buldum" dedi Ezgi ilacı bana atarken. Su isteyeceğim sırada Özgür bardağı doldurup uzatınca şaşkınlıkla yüzüne baktım.

"Teşekkür ederim" dedim bardağı elinden alıp. İlacı içtikten sonra bardağı masaya koydum. Anlaşılan iyi tarafından kalkmış bugün. "İyi tarafından kalktın heralde."

"Arkadaşıma bir bardak su vermeyecek miyim?" dedi tek kaşını kaldırıp. İstemsizce gülerken hala gözlerine bakıyordum ciddi mi diye. Arkadaş.

"Arkadaş" diye mırıldandım kendi kendime. "Yok canım. Tabiki su verebilirsin arkadaşına."

"Hadi Deniz. Yardım edelim de sofrayı kuralım" dedi Hande ortamın gerilmemesi için. Yerimden kalkıp kızların yanına geçtim.

"Arkadaş diyor ya" diye tısladım dişlerimin arasından.

"Boşver. Ne dediğini bilmiyor işte" dedi Ezgi tabakları sofraya taşırken. Bende kahvaltılıkları masaya koyduktan sonra üstümü değiştirmek için odaya girdim. Balkondan elbisemi aldıktan sonra üzerimdeki pijamaları çıkarıp odadaki çamaşır sepetine attım. Elbisemi üzerime geçirip düzelttikten sonra odadan çıktım. Mutfağa gireceğim sırada salondan gelen seslerle oraya yöneldim.

"Kıza böyle davranmaktan vazgeç" dedi Ezgi. Beni görmemeleri için biraz kenarda durdum. "Ondan hoşlanıyorsun. Bunu artık kendine itiraf et. Onu kendinden uzaklaştıramazsın."

"Ondan hoşlandığım falan yok" dedi sert sesiyle Özgür. "O sadece arkadaş grubumda çekmek zorunda olduğum birisi."

"Özgür, saçmalıyorsun."

"O kızdan hoşlandığım falan yok Ezgi. Kendini kandırma" deyince daha fazla dinleyemeyip banyoya girdim. Kapıyı kapattıktan sonra kapıya yaslandım. Bunu biliyordun Deniz. Senden hoşlanmadığını biliyordun. Bu kadar acıtmaması gerekiyordu.

Adını Sen Koy 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin