17. Bölüm

1.6K 68 4
                                    

"Sen çık geliyorum ben."

"Tamam" deyip arabadan indim. Çantamın kolumdaki yerini iyice sabitledikten sonra küçük adımlarla apartman girişine doğru yürüdüm.

Okulun ortasında yaşanan olaydan sonra kendimize gelmemiz uzun sürecek gibi olsa da Barış ve Ezginin gelmesiyle son bulmuştu. Öncelikle Barıştan okulun ortasında öpüştüğümüz için bir güzel azar yemiştik ardından Özgürün bağırmasıyla son bulmuştu. Ezgi ve ben de daha fazla olayın büyümemesi için sevgililerimizi alıp arabalara binmiştik.

Ne o an orda olanlar, ne şu an burda olanlar, ne de daha sonra olacak olanlar umurumda değildi. Özgür bana beni sevdiğini söylemişti. Sanki o an zaman durmuştu ve hala daha oradaydım. Hiç bir şeyi ve kimseyi umursamadan öylece durmuştuk. Daha sonra da arabasına atlayıp evine gelmiştik.

"Niye orda dikiliyorsun?" Özgürün sesini duyunca irkilip kendime geldim. Daha sonra gülümseyerek ona baktım.

"Seni bekliyordum."

"Yine merdivenleri mi kullanacaksın?"

"Hayır" dedim kendimden emin bir sesle. Şaşkınca tek kaşını kaldırıp bana baktı. "Asansörde sana sarılırsam hiçbir şey hissetmem."

"Hadi o zaman" dedi yüz ifadesini bozmadan ve düğmeye bastı. Asansöre binememekten nefret ediyordum ve buna alışmam lazımdı. Özgür yanımdayken buna kolayca alışabilirdim. Asansör kapısı açılınca Özgürün koluna yapışıp içeri girdim. Yarım ağız gülümseyip içeri girdikten sonra beni kollarının arasına aldı. Ben de kollarımı beline dolayıp başımı göğsüne yasladım. Kat düğmesine bastıktan sonra geri elini belime sardı. "Korkak sevgilim."

"Dalga geçersen bir daha seninle asansöre binmem" dedim sinirle. Tekrar gülümsemesini duyunca kollarından çıkmaya çalıştım ama engel oldu. Oysaki amacım trip atmak falan değildi. Sadece gülüşünü görmek istemiştim. O kadar az gülüyordu ki dudaklarındaki gülümsemeyi görmek neredeyse imkansızdı.

"Tamam. Dalga geçmiyorum" deyince başımı geri göğsüne yasladım. Kapının açılma sesi gelince birlikte yavaşça indik. "Anneanneme selam vermek ister misin?"

"Olur" deyince tek kaşını kaldırdı. "Ne? Hayır dememi mi bekliyordun?"

"Doğrusu, evet. Ondan hoşlanmadığını düşünmüştüm."

"Ben ondan değil, o benden hoşlanmıyor" dedim omuz silkip. Gözlerimi üzerimde gezdirip geri ona baktım. "Hem bugün üzerimdekiler daha kapalı. Belki sever beni."

"Onun sorunu sen değilsin, benim. Beni kıskanıyor" dedi elini belime koyarken. Kapısına doğru yürüyüp zile bastı. "Ben yanındayım."

"Özgürüm, hoş geldin oğlum" dedi kadın Özgüre bakıp. Daha sonra bana bakıp yüzünü buruşturdu. "Bu çırpıyı da mı getirdin?"

"Nasılsınız?" diye sordum öpmek için eline uzanırken. Zorluk çıkarmadan elini uzatınca öpüp alnıma koydum.

"İyiyim" dedi memnuniyetsizce.

"Biz karşıdayız anneanne. İhtiyacın olursa seslenirsin" dedi Özgür.

"Tamam oğlum, tamam" dedi ve yavaşça içeri girip kapısını kapattı.

"Benden hala hoşlanmıyor" diye mırıldandım kapıyı açarken. Cevap vermeden kapıyı açtı ve içeri geçti. Benim geçmem için kapıyı açık bırakınca ben de girip kapıyı kapattım. Ayakkabılarımı çıkarıp köşeye koyduktan sonra arkasından mutfağa girdim. Vakit kaybetmeden masaya oturup bir sigara yaktı.

"Alışacak" dedi aniden. İlk ne demek istediğini anlamasam da sonradan anneannesinden bahsettiğini anlamıştım. "Karnım acıktı. Bir şeyler söyleyelim mi?"

Adını Sen Koy 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin