Medyada Denizin elbisesi ve saç modeli var. İyi okumalar... :)
Heyecandan çok da fazla uyuyamadığım bir gecenin ardından hava aydınlanınca yatağımdan kalktım. Perdeyi çekip odamın daha fazla aydınlanmasını sağlarken yüzümdeki aptal gülümsemeyle vücudumu esnettim.
Bugün benim özel hayatıma dair en güzel günlerimden ikincisiydi. Birincisi Özgürün ailemle tanışmaya geldiği gündü ikincisi ise bugündü. Beni istemeye geleceklerdi bugün ve söz yüzüklerimizi takacaktık.
Geçen seneye kadar bana, evlilik için bu kadar erken adım atacağımı söyleselerdi kahkahalarla gülerdim sanırım. Ama şimdi adım attığım kişi Özgür oldukça uçurum kenarına bile yürürdüm. Hiçbir zaman evlilikten korkan bir insan olmamıştım zaten. Sadece tüm hayatımı kariyer üzerine planlamıştım. O da daha önce sevdiğim birisi olmadığından kaynaklanıyordu herhalde.
Pencerenin önünde daha fazla dikilmekten vazgeçip yatağımı düzenledikten sonra banyoya girdim. Aynanın karşısına geçip saçlarımı dağınık bir şekilde toplayıp yüzümü yıkadım. Havluyla kuruladıktan sonra banyodan çıktım. Odamın havalanması için pencereyi açıp odamdan çıktım. Kahvaltımı yaptıktan sonra hazırlanmaya başlayabilirdim.
Aşağı indiğimde etrafta koşuşturan insanlarla organizatörlerin geldiğini anlamıştım. Yüzük takarken orta alanın geniş olması için evdeki eşyaların yerlerini düzenliyorlardı.
"Günaydın, kızım" dedi annem yanıma gelip. Elini belime sarınca ben de onunkine sarıp mutfağa girdim.
"Günaydın, annecim. Günaydın babacım" dedim annemden ayrılıp babamın yanına geçerken.
"Günaydın, prensesim" dedi uzattığım elimin içini öpüp. Elimi bırakınca sandalyeyi çekip yanına oturdum.
"Bugün, yoğun bir gün olacak" dedi annem çaylarımızı koyarken.
"Yemekleri dışardan söyleyelim dedik sana, güzelim" dedi babam çayını alırken.
"Evet anne. Boşuna uğraşma."
"Neden boşuna olacakmış, yahu" dedi kaşlarını çatıp. "Bir kere istemeye gelecekler benim kızımı."
"Vermesem mi acaba?" dedi babam sorar gibi bize bakıp. "Hatta arayıp söyleyelim, gelmesinler."
"Yok artık" dedik annemle aynı anda. Babam tek kaşını kaldırıp alayla bana bakınca dudağımın kenarını ısırdım. İnşallah yanlış anlamamıştır.
"Pek bir meraklısın sevgiline."
"Ne alakası var canım babam" dedim uzanıp yanağını öperken. "Benim ilk sevgilim sensin. Senin yerini alabilir mi hiç kimse?"
"Alamaz tabi" dedi hemen kendisini toparlayıp. Annemle birlikte babama bakıp güldükten sonra kahvaltımızı yapmaya başladık.
Kahvaltının ardından annemle birlikte sofrayı toplarken babam da etrafta dolanmamak için odasına çıkmıştı. Bir şey lazım olursa diye evde duruyordu.
Öğlen saatlerine kadar anneme mutfakta yardım ettikten sonra hazırlanmaya başlamak için odama çıkmıştım. Pencereyi kapattıktan sonra banyoya girdim ve pijamalarımı çıkarıp çamaşır sepetine attım. Daha sonra duş kabininin içine girip kendimi sıcak suyun altına bıraktım.
"Best kuzenim, nerdesin?" Bornozumun kemerini bağladığım sırada içerden gelen Handenin sesiyle gülümseyerek banyodan çıktım.
"Burdayım."
"Ooo, hazırlıklar başlamış bile" dedi gülümseyerek bana bakıp. "Ya sen büyüdün de sözleniyor musun, hı? Ya sen daha dün küçücüktün."
