31. Bölüm

1.5K 64 4
                                    

"Beş numaralı masaya iki latte, bir Türk kahvesi."

"Tamam."

"Deniz, oniki numaralı masanın hesabını alır mısın?"

"Aldım bile" dedim ve hemen hesap kutusunu alıp masaya gittim. Gülümseyerek kutuyu kadına uzatınca o da gülümseyerek aldı. İçine parayı koyduktan sonra eşyalarını toplayıp kalktı. "İyi günler, efendim. Yine bekleriz."

"Görüşmek üzere" dedi ve kafeden çıktı. Kutuyu tezgaha bıraktıktan sonra içindeki paraları çıkarıp hesap ücretini kasaya, geriye kalanı da bahşiş kutusuna koydum. Tekrardan arkamı dönüp sırtımı tezgaha yaslarken insanları izlemeye başladım.

Kafe bugün çok kalabalıktı. Hafta sonu olduğu için sabahtan beri çalışıyorduk. Halimden gayet memnundum ve hiç şikayet etmiyordum. Annem ve babam bile sıkılmadığıma şaşırmışlardı. Kendi isteğimle, hevesle yaptığım işlerden kolay kolay sıkılmazdım. Tabi bu işin içinde sevgilim de olunca sıkılmak daha zor oluyordu.

Tabi bir de işin ucunda olan ayrı eve çıkma isteği... Eğer aileme kendi ayaklarımın üzerinde durabildiğimi kanıtlarsam ayrı eve çıkmak için izin koparabilirdim. Ne olursa olsun babamın izin vermeyeceğini biliyordum ama Handeyle birlikte sıkıştıracaktık bizimkileri. İkimizde kendi ayaklarımızın üzerinde durmak istiyorduk.

Tamam belki yaşam şartları kolay değildi ama eninde sonunda kendi hayatımızı kendimiz yönlendireceğiz. Arkamızda sürekli ailemiz olmayacak. Onsekiz yaşımı geçtiğime göre artık hayatın gerçekleriyle yüzleşebilirdim.

"Ben dinlendim, senin yerine bakarım istersen" diyen sese dönüp baktım. Kafedeki çalışanlardan biri olan Şebnemdi. Kızıl, kıvırcık saçlı tatlı bir kızdı.

"Çok iyi olur ya" dedim gülümseyerek.

"Hadi git sen içeri" dedi omzumdan itekleyip.

"Teşekkür ederim" dedim son kez gülümseyip ve mutfağın arkasındaki soyunma odasına girdim. Soyunma odası büyüktü ve içinde birkaç koltuk olduğu için orda dinleniyorduk.

Kapıyı açıp içeri geçince Özgürün de burda olduğunu gördüm. Koltuğun kenarına oturmuş, ayaklarını uzatmış ve sağ kolunu da gözlerinin üzerine kapatmıştı. Uyuyor olabileceğini düşünüp sessizce yanına oturdum. Ayakkabılarımı ve üstümdeki önlüğü çıkardıktan sonra yavaşça göğsüne uzandım. Kollarımı beline sardığımda gözlerinin üzerindeki kolu çekip belime sardı.

"Uyandırdım mı?"

"Hayır" dedi uykulu sesiyle. "Uyumuyordum."

"Çok mu yoruldun?" diye sordum yanağındaki sakalları okşarken. Gene uzamışlardı ama sevdiğim için kesmiyordu. Ben onu her haliyle seviyordum ki.

"Dün gece uyuyamadım."

"Neden?"

"Anneannem hastaydı biraz, onun başında bekledim."

"İyi mi şimdi?" dedim telaşla ona bakıp. O kadın benden her ne kadar hoşlanmasa da ben onu seviyordum. Sonuçta Özgürü o büyütmüştü.

"İyi" diye mırıldandı zorlanarak. "Şimdi biraz uyuyabilir miyim?"

"Kalkayım ben" dedim ve ayağa kalkmak üzereyken kolumdan tuttu.

Adını Sen Koy 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin