Sabah yüzüme vuran güneşle gözlerimi araladım. Bir haftadır olduğu gibi Özgürün beni almaya geleceğini düşününce gülümseyerek gözlerimi ovuşturdum. Birlikte olduğumuz bir hafta olmuştu ve zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık.
Telefonuma uzanıp elime aldım. Özgürden iki tane mesaj vardı.
Kimden: Özgür
Bir saate kadar ordayım.
Kahvaltı yapma.
Yatağımdan kalktıktan sonra telefonu geri komodinin üzerine koydum ve pikeyi katladım. Banyoya girip kısa bir duş aldıktan sonra bornozumu giyip dişlerimi fırçaladım. Banyodan çıktıktan sonra dolabıma yönelip ne giyeceğime bakmaya başladım. Ne giysem acaba?
Bir süre bakındıktan ve birkaç şey denedikten sonra beyaz sarı çiçekli elbisemi giymekte karar kıldım. Elbiseyi üzerime geçirip aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı tarayıp kuruttuktan sonra maşayla biraz şekil verdim ve arkaya attım.
Odamı toparladıktan sonra hardal sarısı çantamın içine cüzdanımı ve telefonumu koydum. Dolabımdan hardal sarısı topuklu ayakkabılarımı çıkarıp giydim. Dersim olan kitabı ve bir tane defteri de elime alıp odamdan çıkacağım sırada annem içeri girdi.
"Günaydın" dedi gülümseyerek.
"Günaydın annecim."
"Otur bakalım. Ne anlatacaktın sen bana?"
"Höh anne! Onun için mi dayandın odama?" dedim gözlerimi büyütüp.
"Annen var karşında" dedi elime vurup. "Düzgün konuş. Anlatmaya başla bakalım."
"Dün beni eve getiren çocuk vardı ya" dedim uzatmaya çalışarak. Başını sallayıp devam etmemi istedi. "Şey, o işte. Biz sevgili olduk, sanırım yani."
"Sanırım?"
"Yani sevgiliyiz" dedim gülümseyerek. Annem de gülümseyip yüzümü okşadı.
"Onu seviyorsun."
"Evet" dedim gülümseyerek. "Ve birazdan beni almaya gelecek. Kahvaltıya gideceğiz sanırım. Çıktım ben."
"Tamam. Akşam geç kalma" dedi birlikte odadan çıkarken.
"Tamam" dedim ve telefonuma gelen mesajla hızla merdivenlerden indim.
"Ne bu acele?" dedi babam karşıma geçip. "Kahvaltı yapmadan nereye?"
"Arkadaşlarımla birlikte yapacağız" dedim gülümseyerek.
"Heh bir kahvaltılarımız vardı birlikte. Artık o da kalmadı" diye homurdandı. Yanına gidip yanağından sıkıca öptüm.
"Seni seviyorum."
"Ben de seni" dedi yanağımı okşayıp. "Ama bütün olarak. Yaz geldi diye abartmaya başladın. O etek boyları uzasın."
"Oldu o zaman" dedim kapıya yaklaşıp. "Ben çıktım."
"Git bakalım" dedi babam. Öpücük atıp kapıdan çıktım. Hızlıca merdivenlerden inip apartmandan çıktım. Özgürün arabasını görünce yanına doğru yürüyüp bindim.
"Günaydın" dedim gülümseyerek.
"Günaydın."
"Nereye gideceğiz?" dedim kemerimi takarken. Direksiyonu sola kırıp yola çıktı.
"Bizim kafeye" deyince başımla onayladım. "Baban sana bir şey demiyor mu kızım?"
"Eve geç gitme konusundan bahsediyorsan dün bayağı azar yedim."
