FİNAL

1.5K 58 17
                                    

Her şeyin mutlaka bir sonu oluyordu. İyi ya da kötü, mutlaka bir son oluyordu. Sonlarda, kimi mutlu olurken kimi mutsuz oluyordu. Mutlu olan insanlar hayatlarına devam ederken; mutsuz olanlar devam etmeye çalışıyordu. Bazıları da devam bile edemiyordu.

Bu gün, bu zamana kadar tanıdığınız üç genç kız ve üç delikanlı için mutlu bir gündü. Evleniyorlardı. Hemde hayal ettikleri şekilde. Üçü birlikte. Sevdikleri, istedikleri herkes, her şey ordaydı. Böyle bir günde insan, nasıl mutsuz olabilirdi ki. Ama olabiliyordu. Belki evlenecek olan çiftler mutluydu ama en yakınlarından birinin içi hala kan ağlıyordu.

Demir. Evet, Demir düğün için Türkiyeye gelmişti ama nasıl geldiğini kendi bile bilmiyordu. Beden olarak burda olabilirdi ama ruhu, kalbi burda mıydı, o da bilmiyordu.

Arkadaşları için mutluydu ama bunu ne kadar gösterebiliyordu emin değildi. İlk defa bir kadını o kadar çok sevmişti. Annesinden sonra. İlk defa bir kadın onu hayal kırıklığına uğratmıştı. Annesinden sonra. O günden sonra bir daha hiçbir kadına güvenmemesi gerektiğini anlamıştı kendince. Kafasında bir yol çizmişti ve bu yolun altında, üstünde, sağında, solunda, önünde veya arkasında, hiçbir yerinde bir kadına yer yoktu. Şimdilik. İlerde neler olacağını hiç kimse bilemezdi sonuçta.

Gel gelelim düğün sahiplerine. Onlarda her şey güzeldi. Herkesin üzerinde tatlı bir telaş vardı. Babaların bile. Her ne kadar kızlarını vermenin hüznünü yaşasalarda onların mutluluğu, mutluluklarına mutluluk katıyordu.

Herkesin yüzünde aptal bir gülümseme vardı. Farkında olmadan kendi kendilerine gülümsüyorlardı. Böyle bir şeydi demekki aşk. Sevdiğine kavuşmak güzel bir şeydi. İnsanlar, hayatları güzelleştikçe gülümsüyor; gülümsedikçe de güzelleşiyordu. Bugün, bu üç gelin ve damattan daha güzel kimse yoktu etrafta.

Kızlar kuafördeki hazırlıklarını tamamlamak üzereyken bu sefer heyecan erkekler üzerindeydi. Üçü de daha önce böyle bir şey yaşamamıştı. Kızların vakit geçirdikleri şeyler olduğu için heyecanlarını pek hissetmiyorlardı. Ama erkeklerin onları beklemekten başka bir işi yoktu.

"Bu ne biçim bir duyguymuş lan?" diye homurdandı Özgür yerinde duramazken. Sabahtan beri odanın içinde bir o yana bir diğer yana gidip geliyordu.

"Valla ben de bilmiyorum, abi. Daha önce hiç böyle bir şey yaşamadım" dedi Poyraz da ona katılıp.

"Oğlum, bir sakin olun lan" dedi Demir alayla. Aralarındaki en rahat kişi oydu şu an. "Aldınız kızları, kasacak ne var? Ha, gece için heyecanlanıyorsanız, bilemem."

"Gevşek gevşek konuşma lan" dedi Barış sinirle. Aslında biraz da olsa hepsinin aklında bu gece vardı. Düğünden sonra ne olacaktı? Yorgun olacakları için balayına yarın gideceklerdi ama bu gece aynı evde, aynı yatakta uyuyacaklardı. Belki de hepsinin heyecanı bu yüzdendi. "Saatte dondu kaldı sanki, ilerlemek bilmiyor."

"Gidip kuaförden biz alalım bari."

"Umut alacakmış" dedi Poyraz Özgüre cevap olarak. "Herkes kendi evinden çıkacak."

"Peki... Ezgi?" diye sordu Demir çekinerek.

"Ulan, hiçbirimize üzülmüyorum da şu kıza yazık değil mi lan?" dedi Poyraz sinirle.

"Denizlerin evinden çıkacak" dedi Özgür sakin bir sesle.

"O zaman benlik bu kadar" dedi Demir ayaklanırken.

"Nereye, oğlum?"

"Kardeşimi bu mutlu gününde yalnız bırakmayacağım herhalde. Bana yasak yok nasılsa, onun yanına gidiyorum."

Adını Sen Koy 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin