Digital Daggers - Still Here
Dolunay Ünal;"Sen delirmişsin benden ne istediğinin farkında mısın?" diye sordum öfkeyle.
"Beni anlamadın galiba. Onunla bir daha asla konuşmayacaksın!" diye bağırdığında olduğum yerde sıçradım.
Buradan çıkmalıydım, ama tek bir çıkış vardı görünürde ve Yücel tam karşımda duruyordu.
"Sen iyice kendini bir şey zannettin galiba çekil önümden." dedim dişlerimin arasında.
"Tamam, geç bende içerideki herkesi teker teker öldüreyim." dedi önümden çekilerek.
Söyledikleri karşısında bedenim kaskatı kesildi ve olduğum yerde donup kaldım. Onun şakası yoktu eğer bir adım dahi atsaydım dediğini yapacaktı.
"Gidelim." dedim yutkunarak.
"Ne?" diye sordu kaşlarını çatarak.
"Buradan birlikte çıkalım." dedim ağzımdaki asit tadıyla. Buna mecburdum şimdilik ne istiyorsa yapmalıydım.
"Demek Dolunay Ünal sırf o piç herifi korumak için bana boyun eğiyor." diye sordu Yücel alayla.
"Senin psikolojik sorunların var. Bunun farkındasın değil mi? İçeride bir sürü günahsız insan var onlara zarar vermene izin veremem." diye tısladım öfkeyle.
"Öyle mi? Bu insanları korumak için ölümü göze alabilir misin?" dedi tehditkâr bir tavırla.
"Ruhu ölü birini bedensel ölümle tehdit edemezsin." dedim soğuk bir şekilde.
"Öyleyse ruhunun hak ettiği mezarlığına kavuşmasına engel olmamalıyız." dedi gözlerindeki şeytani ifadeyle.
Elimi sıkıca tutup beni çıkışa doğru sürüklediğinde, ona karşı gelmedim. Verdiğim tek tepki ifadesizliğimdi.
Yüzümdeki maskeyi çıkarıp merdivenlere attığımda Yücel ifadesiz bir şekilde bana baktı. Artık o maskeyi takmamın bir anlamı yoktu.
Yücel'i anlayamıyordum neden böyle bir şey yapıyordu aklım almıyordu. Onu görebilirdim ve kim olduğunu öğrenebilirdim, ama Yücel buna izin vermemişti.
İsimsiz'den nefret ettiğini biliyordum onu bulma şansı eline geçmişken neden böyle bir şey yapmıştı?
Balo'nun olduğu binadan çıktığımızda yan taraftaki binaya girdik. Yücel öyle hızlı yürüyordu ki ona yetişmek için neredeyse koşarak yürüyordum.
Asansörün önünde durduğumuzda düğmeye bastı ve bana kısa bir bakış attı. Ne yapmaya çalıştığını hala anlayamamıştım.
Zaten Yücel'i anlamak imkânsızdı. Bir öyleydi, bir de böyle. Bazen anlaşılır, bazen de anlaşılmaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Görünmeyeni Anlat
Teen Fiction#Wattys2017 Büyük Buluşlar Kazananı Her gün gizli numaradan alınan mesajlar. Kimse mesajları kimin gönderdiğini bilmiyor. Tanımadığınız biri sizin hakkınızda en çok ne kadar bilgiye sahip olabilir ki? İsimsiz; Tehlikeli sularda yüzüyorsun Dolunay ve...