♤16.Motor♤

32.1K 1.6K 219
                                    

Naz Ölçal - Yoksun

Naz Ölçal - Yoksun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dolunay Ünal;

Gönderilen - İsimsiz
Bela mısın sen ya! İstemiyorum dedim ya ne seni ne de Baha'yı hayatımda istemiyorum. Siktirip gidin hayatımdan. Tüm dünyaya karşı yalnız bile olsam savaşabilirim. Sen bana yardım etmiyorsun hatta en çok bana zarar veren sensin aslında. Benden ne istiyorsun açık açık söyle. Neden peşimi bırakmadığını öğrenmek istiyorum.

Öfkeyle mesajı gönder tuşuna bastıktan sonra İsimsiz'in cevabını beklemeden telefonu montumun cebine koydum.

Geçmişi düşünmeye başladım peşimi bir türlü bırakmayan geçmişimi.

Baha bir anda çıkmıştı karşıma. En zayıf olduğum anımda onunla karşılaşmıştım. Ruhen çökmüş bir haldeydim ve Baha'nın bana iyi geldiğini düşünmüştüm. Onun yanında kendimi güçlü hissediyordum. Yanılmıştım her zaman olduğu gibi yine yanılmıştım. Aslında güçlü olmak için yanımda birinin olduğunu bilmeme gerek yoktu.

İnsanın hayatı boyunca öğrenmesi gereken bir sürü şey vardır. Kimi bunu çok geç öğrenir, kimi çok erken, kimiyse hiç öğrenemez bilmesi gerekenleri. Monoton bir hayatın içinde kaybolup gidiyor herkes. Kimse sorgulamıyor, kimse önemsemiyor sorguluyormuş gibi önemsiyormuş gibi yapıyorlar ama umurlarında olmuyor. Aslında korkuyorlar. Farklı olmaktan korkuyorlar, sorgulamaktan korkuyorlar.

Eğer farkı olurlarsa önyargılara maruz kalacaklarını biliyorlar. Önyargılardan korkuyorlar. Gereksiz insanların gürültüsü kendi benliklerinin sesini duymalarına engel oluyor. Yaşamaktan korkuyorlar. Böylelikle hiç yaşamamış biri olarak bu dünyadan göçüp gidiyorlar.

Ben belki herkese göre erken ama kendime göre geç öğrenmiştim, kendime güvenmem gerektiğini. Çünkü dünyada kendinden başka güvene bileceğin kimse olmadığını. Ailenin bile sen kendine yardım edemedikten sonra sana destek olamadıklarını. Sen güçlü olduktan sonra kimsenin sana bir şey yapamayacağını çok geç öğrenmiştim.

Baha'yla olan ilişkim böyleydi işte en zayıf anımda ona sığınmış, ona değer verip, ona güvenmiştim.

Yaralarımı sarmasını beklerken daha derin yaralar açmıştı ruhumda. Onarılması imkânsız yaralar. O gittikten sonra kendim ayağa kalkmayı ve yaralarımı sarmayı öğrenmiştim. Yaralarım iyileşse bile izleri kalmıştı.

Çok zor dönemler geçirmiştim kollarımda jilet izleri olmasa bile ruhumda bıçak izleri vardı.

Yalnız başına güçlü olmak çok zordu ama imkânsız değildi. İmkânsız diye bir şey yoktu aslında sadece istediğin şey uğruna asla pes etmeden savaşman gerekiyordu.

''Dolunay?'' Merve'nin sesini duymamla düşüncelerimden ayrılıp Merve'ye baktım. Onun burada ne işi vardı ki?

''Ne var?'' diye sordum kaşlarımı çatarak.

Bana Görünmeyeni Anlat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin