Multimedia'da Adal var.
NF - Let You Down
Satır arası yorumlarınızı bekliyor olacağım.
Dolunay Ünal;
''Bunu yapmayacaksın...'' dedim Yücel'in arkasından bağırarak.
Alayla arkasını dönüp ''İzle ve gör! O piçin seni daha fazla kandırmasına izin vermeyeceğim ya sana kendi anlatır gerçekleri ya da benden duyarsın!'' dediğinde bir şey söylememe izin vermeden hızla yanımdan uzaklaştı.
Yücel yanımdan ayrıldığında şaşkınlıkla arkasından bakakalmıştım. Bu da neydi şimdi? Resmen beni tehdit etmişti! Bu ikisinin birbiriyle alıp veremediği ne vardı da ikisi de beni birbirlerinden uzak tutmaya çalışıyorlardı?
Kafamı iki yana sallayarak derin bir nefes aldığımda ne yapacağımı bilemedim. Kafam oldukça karışıktı. Neye nasıl tepki vereceğimi şaşırmış durumdaydım. Ben tam Adal'a güvenecekken hep yeni bir sır çıkıyordu ortaya.
Bana benden bir şey saklamayacağına dair söz vermişti ama hâlâ bir şeyleri sakladığı bariz ortadaydı. Baha'yla karşılaştığımız gün sırf Baha'yı susturmak için onu dövmeye başlamıştı bunu biliyordum ama üstelememiştim. Sakladığı her neyse bana kendisinin anlatmasını istiyordum.
Ama o bana hiçbir şey anlatmıyordu! Gerçekleri başkalarından duymaktan gerçekten de yorulmuştum. Öğrendiğim her yeni şey ona olan güvenimi biraz daha sarsıyordu.
Ona güvenmek istiyordum ama geçmiş bir türlü peşimizi bırakmıyordu. Yücel'le aralarındaki düşmanlığın nedenini öğrenmek zorundaydım. Bunun bir nedeni olmalıydı... Neden birbirlerinden ölesiye nefret ediyorlardı? Geçmişte ne olmuştu da bu kadar hiddetliydiler bir birlerine karşı?
Geçmiş karabasan gibi üzerimize çökmüştü. Bir türlü kaçamıyorduk geçmişimizden bilakis biz kaçtıkça daha da korkutucu bir hâl alıyordu her şey.
Neye elimi atsam elimi attığım her şey abes bir düşe dönüşüyordu. Nevmit bir düşün pençesinde sıkışıp kalmıştım.
Bazen kendimi oldukça güçsüz hissediyordum... Bu güçsüzlüğüm yüzünden hep birilerine güvenme ihtiyacı duyuyordum ve güvenmek istediğim insanlar da beni sürekli hayal kırıklığına uğratıyorlardı.
Üniversiteye geri girdiğimde ders çoktan bitmişti ve öğrencilerin çoğu koridorda toplanmış sohbet ediyorlardı. Kantine çıktığımda Asya endişeyle etrafına bakınıyordu. Kaşlarımı çatarak Asya'nın yanına yürüdüğümde omuzuna dokuduğum zaman korkuyla oturduğu yerde sıçrayarak bana baktığında bu kaşlarımı biraz daha çatmama neden olmuştu.
''İyi misin?''
''Evet iyiyim...'' dediğinde sesinden endişeli olduğu belli oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Görünmeyeni Anlat
Novela Juvenil#Wattys2017 Büyük Buluşlar Kazananı Her gün gizli numaradan alınan mesajlar. Kimse mesajları kimin gönderdiğini bilmiyor. Tanımadığınız biri sizin hakkınızda en çok ne kadar bilgiye sahip olabilir ki? İsimsiz; Tehlikeli sularda yüzüyorsun Dolunay ve...