♧40.Zayıflık♧

19.3K 1.2K 462
                                    

Multimedia'da Adal var.

NF - Let You Down

Satır arası yorumlarınızı bekliyor olacağım.

Satır arası yorumlarınızı bekliyor olacağım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dolunay Ünal;

''Bunu yapmayacaksın...'' dedim Yücel'in arkasından bağırarak.

Alayla arkasını dönüp ''İzle ve gör! O piçin seni daha fazla kandırmasına izin vermeyeceğim ya sana kendi anlatır gerçekleri ya da benden duyarsın!'' dediğinde bir şey söylememe izin vermeden hızla yanımdan uzaklaştı.

Yücel yanımdan ayrıldığında şaşkınlıkla arkasından bakakalmıştım. Bu da neydi şimdi? Resmen beni tehdit etmişti! Bu ikisinin birbiriyle alıp veremediği ne vardı da ikisi de beni birbirlerinden uzak tutmaya çalışıyorlardı?

Kafamı iki yana sallayarak derin bir nefes aldığımda ne yapacağımı bilemedim. Kafam oldukça karışıktı. Neye nasıl tepki vereceğimi şaşırmış durumdaydım. Ben tam Adal'a güvenecekken hep yeni bir sır çıkıyordu ortaya.

Bana benden bir şey saklamayacağına dair söz vermişti ama hâlâ bir şeyleri sakladığı bariz ortadaydı. Baha'yla karşılaştığımız gün sırf Baha'yı susturmak için onu dövmeye başlamıştı bunu biliyordum ama üstelememiştim. Sakladığı her neyse bana kendisinin anlatmasını istiyordum.

Ama o bana hiçbir şey anlatmıyordu! Gerçekleri başkalarından duymaktan gerçekten de yorulmuştum. Öğrendiğim her yeni şey ona olan güvenimi biraz daha sarsıyordu.

Ona güvenmek istiyordum ama geçmiş bir türlü peşimizi bırakmıyordu. Yücel'le aralarındaki düşmanlığın nedenini öğrenmek zorundaydım. Bunun bir nedeni olmalıydı... Neden birbirlerinden ölesiye nefret ediyorlardı? Geçmişte ne olmuştu da bu kadar hiddetliydiler bir birlerine karşı?

Geçmiş karabasan gibi üzerimize çökmüştü. Bir türlü kaçamıyorduk geçmişimizden bilakis biz kaçtıkça daha da korkutucu bir hâl alıyordu her şey.

Neye elimi atsam elimi attığım her şey abes bir düşe dönüşüyordu. Nevmit bir düşün pençesinde sıkışıp kalmıştım.

Bazen kendimi oldukça güçsüz hissediyordum... Bu güçsüzlüğüm yüzünden hep birilerine güvenme ihtiyacı duyuyordum ve güvenmek istediğim insanlar da beni sürekli hayal kırıklığına uğratıyorlardı.

Üniversiteye geri girdiğimde ders çoktan bitmişti ve öğrencilerin çoğu koridorda toplanmış sohbet ediyorlardı. Kantine çıktığımda Asya endişeyle etrafına bakınıyordu. Kaşlarımı çatarak Asya'nın yanına yürüdüğümde omuzuna dokuduğum zaman korkuyla oturduğu yerde sıçrayarak bana baktığında bu kaşlarımı biraz daha çatmama neden olmuştu.

''İyi misin?''

''Evet iyiyim...'' dediğinde sesinden endişeli olduğu belli oluyordu.

Bana Görünmeyeni Anlat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin