Thurisaz - Endless
Dolunay Ünal;
''Doğrusu bu kadarını beklemiyordum. Yücel'i kurtarmak için kendi hayatını tehlikeye atacağını hiç düşünmezdim.'' Baha'nın sesi kulaklarımı doldurduğunda kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Zamanında kaçmayı başaramamıştık ve şu an tam da Baha'nın pençelerinin arasındaydık.
Yutkunarak arkamı döndüğümde kollarını göğsünde birleştirmiş öfkeyle bana bakan Baha'yla göz göze geldim. Bakışları öfke ve nefret doluydu. Onu ilk kez böyle görmüyordum ama ilk kez bu bakışların merkezinde olan kişi bendim.
Yücel neredeyse bayılmak üzereydi ve yere düşmemek için bana tutunmuştu. Baha'dan korkmuyordum ama korkmam gerektiğini biliyordum. Çünkü onun pençelerinin arasında kapana kısılmıştık. Yapabileceklerinin bir sınırı yoktu.
Şimdi buradan nasıl kaçabileceğimiz hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu.
''Gitmemize izin ver zaten yeteri kadar hırpalamışsınız Yücel'i ayakta duracak gücü yok.''
''Yücel'i burada bırakırsan gitmene izin veririm.'' dedi bir teklifte bulunarak.
''Asla!'' dedim keskin bir dille ''Onu yanıma almadan hiçbir yere gitmiyorum!''
''Aptal.'' dedi alayla ''Onun için burada benimle kalmayı göze alıyorsun gerçekten de aptalsın.''
''Dolunay git lütfen.'' dedi Yücel kısık bir sesle ''Benim yüzümden sana bir şey olsun istemiyorum zaten yeteri kadar acı çektin.''
''Seni bırakıp hiçbir yere gitmiyorum!'' dedim öfkeyle.
''Seni koruyamam lütfen git.'' dedi beni kendinden uzaklaştırarak bir an düşecekmiş gibi olsa da hemen kendini toparladı.
Ayakta durmak için kendini zorladığı her halinden belliydi. Yüzü kireç gibiydi ve bakışları o kadar hissizdi ki. Üzerindeki kıyafetleri kan lekeleriyle kaplıydı ve yüzü yara bere içindeydi. Bu iki günde çok fazla acı çekmiş olmalıydı.
''Beni korumana gerek yok burada senin yanında kalacağım.''
''Karar senin sırf canını bir kez daha yakmak için Yücel'i gözlerinin önünde öldüreceğim ve sen hiçbir şey yapamayacaksın.''
Bir anda kafamda keskin bir ağrı hissetmemle yer ayaklarımın altından kaydı ve karanlık beni kollarının arasına aldı.
Ensemdeki keskin sızıyla gözlerimi aralamaya çalıştığımda da ilk önce her yeri bulanık görünmeye başladım. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdıktan sonra etrafı daha net görmeye başlamıştım.
Oturduğum yerde kımıldamaya çalıştığım zaman kollarımın ve bacaklarımın bağlı olduğunu fark ettim. Ne kadar zorlasam da elimdeki iplerden bir türlü kurtulmayı beceremedim. Yücel tam karşımdaydı ve o da aynı benim gibi bir sandalyeye bağlanmıştı tek farkımız onun şu an baygın oluşuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Görünmeyeni Anlat
Teen Fiction#Wattys2017 Büyük Buluşlar Kazananı Her gün gizli numaradan alınan mesajlar. Kimse mesajları kimin gönderdiğini bilmiyor. Tanımadığınız biri sizin hakkınızda en çok ne kadar bilgiye sahip olabilir ki? İsimsiz; Tehlikeli sularda yüzüyorsun Dolunay ve...