Plumb - Cut
Multimedia'da Efdal var.
Dolunay Ünal;''Beni dinliyor musun Dolunay?'' diye sordu İsimsiz telefonun diğer ucundan bana seslenerek.
''Evet dinliyorum.'' dedim kısık bir sesle.
''Başka sormak istediğin hiçbir şey yok mu?'' diye sordu.
''Hayır yok.'' dedim kafamı sağa sola sallayarak. Almak istediğim tüm cevapları almıştım. Artık bana sırf Mira için yardım ettiğini biliyordum. Beni her şeye rağmen korumaya devam etmesinin tek nedeni Mira'ya verdiği sözüydü. Kafamda saçma sapan senaryolar kurmaya gerek yoktu.
''Onu bulmama çok az kaldı. Yakında Mira'yı Baha'nın elinden kurtaracağım.''
''Eğer Mira'ya bizi koruma sözü verdiysen neden Asya spor salonunda kilitli kaldığı zaman onu oradan hemen çıkarmadın ve benim gelmemi bekledin? Onun karanlık fobisi olduğunu bildiğin halde onu ölüme terk etmiştin.'' dedim bir anda aklıma gelen soruyla.
''Efdal'ın orada olduğunu biliyordum bu yüzden sana ders vermek istedim.''
''Yücel'in de beni korumak istediğini biliyordun peki neden ona zarar vermek istedin?'' dedim bir anda öfkelenerek.
''Çünkü onun sürekli senin etrafında olması beni deli ediyor.''
''Neden?'' diye sordum çaresizce.
''Ben senin yanında olamıyorken onun istediği her an yanında olması hiç adil değil.''
Tam ne cevap vereceğim diye düşünürken ''Artık kapatmam gerek minik Dolunay. Umarım kafanı kurcalayan soruların hiç değilse bir kısmının cevaplarını almışsındır.''
Telefonu kapattığında birkaç dakika öylece durdum. Her seferinde kafamı karıştırmayı başarıyordu. Hala beni izliyor olabileceği aklıma gelince yüzümü ifadesiz tutarak üst kata çıktım.
Az önce uyandığım odaya girip montum nerede diye etrafıma bakındım. Çalışma masasının üzerinde montumu görmemle hemen oraya gidip montumu giydim. Elimin yarası ağrımaya başlamıştı. Pencerenin önüne gelip dışarıya baktığımda Furkan ve Tufan'ın kapının önünde durup sohbet ettiklerini gördüm.
Kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Kafam oldukça karışıktı ne düşüneceğimi, olaylara nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum. İstediğim tek şey eve gitmek ve biraz uyumaktı. Gözlerimi açtım ve ellerimi ceplerime sokarak aşağı indim. Kapıyı açıp dışarı çıktığımda Tufan ve Furkan beni karşılarında gördüklerinde Tufan elinde tuttuğu sigarayı yere atıp ayağıyla söndürdü.
''Nereye gidiyorsunuz?'' diye sordu bana bakarak.
''Size hesap vermem gerektiğini bilmiyordum.'' dedim kaşlarımı çatarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Görünmeyeni Anlat
Roman pour Adolescents#Wattys2017 Büyük Buluşlar Kazananı Her gün gizli numaradan alınan mesajlar. Kimse mesajları kimin gönderdiğini bilmiyor. Tanımadığınız biri sizin hakkınızda en çok ne kadar bilgiye sahip olabilir ki? İsimsiz; Tehlikeli sularda yüzüyorsun Dolunay ve...