"Buraya gelme amacımız eğlence mi?"
Turhan, yanındaki gencin sayısız sorularından birini daha cevapsız bırakarak sahneye bakmayı sürdürdü. Daha ince yapılı genç, arkadaşının omuzunu dürterek artık susmasını işaret etti. Bu gidişle sert bir tepki alacaktı.
Los Angeles şehrinde, son birkaç yıldır Türk Kültür Festivalleri yapılıyordu. Aslında bu dünya'nın her yerinde belli takvimlerde düzenlenmeye başlanmıştı. Dünya'nın dört bir yanındaki Türk Devletlerinden gelen temsilciler; yemeklerini, geleneksel kıyafetlerini, çalgı aletlerini ve ezgilerini-türkülerini tanıtıyordu.
Sahnede bu akşam Kazakistan'dan gelen Er Turan topluluğu vardı. Geleneksel kıyafetleri ile söyledikleri şarkı, Türkiye'de de bilinen Türk Kanıydı. Devasa ekranda da sözlerin Kazakistan Türkçesi ve Türkiye Türkçesi dışında İngilizcesi de veriliyordu. Şarkı tüm Türk dünyasına, düşmana karşı birleşme çağrı niteliğindeydi. Bu yüzden oldukça değerliydi.
Turhan, yanındaki iki gence şarkının sözlerine dikkat etmelerini söyledi.
"Diriliniz, birleşiniz." dedi aynı anda iki genç de.
Şarkı bitince izleyicilerden bir alkış koptu. Turhan son kez sahnedekilere baktı. Gözlerini bir an Kam gibi giyinmiş soliste dikti. Bu şekilde giyinen bir tek o idi. Ağzının kenarı ister istemez yukarı kıvrıldı ve yanındakilere kendisini takip etmesini işaret edip, doğruca sahne arkasına gitti.
"Yeter!" dedi organizatör. "Festivalin kaçıncı günü bugün? Hala eksiklerle karşıma çıkıyorsunuz. Bir daha sizinle çalışmayacağım!"
Kumral saçlarını eliyle hızlıca taradı ve bıkkın bir şekilde etrafında döndü. Turhan'ı görünce keyfi yerine gelmiş olacak ki yüzü aydınlandı. Hızla misafirine ilerlerken iki kolunu yana açtı. "Seni yarın bekliyordum." Sıkıca Turhan'a sarıldı. Geri çekildiğinde Turhan omuzlarını silkti.
"Yoksa istediğim bilgiyi edinemedin mi?"
"Çok ballısın. Daha bir iki saat önce haber geldi. Aradığını Kanada'da bulursun. Dostlarım onun, fok avına karşı protesto gösterisine katıldığını söyledi. Muhtemelen tüm av dönemi boyunca orada olacaktır."
"Teşekkür ederim. Zaten burada güneşlenerek bulamayacağımı tahmin etmeliydim."
Salih kahkaha attı. "O tarz biri olsaydı, bulman daha kolay olurdu. Bana da ihtiyacın kalmazdı."
"Bunun için olmasa bile başka bir şey için muhakkak ihtiyacım olurdu."
"Hmm. Doğru." Çalışanlardan biri, kutu dolu kasaları devirince, Salih çileden çıkmış bir şekilde bağırmaya başladı. Tekrar Turhan'a döndüğünde acı çekiyormuş gibi bir hali vardı. "Bu iş beni erken yaşlandıracak. Yemin ederim saçlarım dökülmeye başladı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sultanların Yükselişi -Kam Savaşları-
FantasyBir aile... Kökleri on binlerce yıl öncesine dayanıyor... Nesiller boyunca, aynı düşmanla mücadele ediyor... Savaşın sonunda Sultanlar galip mi olacak yoksa mağlup mu? Sultanların Yükselişi, sizi günümüzden 2023 yılının Türkiye'sine götürüyor. Onlar...