Roman bitmek üzere, birkaç bölüm kaldı. Oldukça özel ve önemli bir bölüm olduğunu söylemem gerekir. Muhakkak fikirlerinizi belirtmenizi rica edeceğim. :)
_______
Aybörü ve Çığla da silahlarına davranınca ortalık savaş alanına döndü. Havalimanında kurşunlar havada uçuyor, bedenler bir bir yere düşüyordu. Bir an gözü İngiliz'e takıldı. Kadın kanayan kolunu tutmuş, adamlarını öne sürüyordu. Kaçmak için kendine fırsat yaratmakla meşguldü. Çığla'nın yüzündeki tebessüme göre eser ona aitti. Son kez birbirlerine tehditkar bir bakış attıktan sonra sarışın ortalıktan kayboldu. Kalan son koruma da öldürülünce dördü de rahat bir nefes aldı.
"Hey!" dedi bir ses. "Sonunda!"
"Pars?"
"Ta kendisi!"
"Kızlar, nasıl gidiyor?" dedi Pusat.
"İletişimi kaybedince endişelendik. Sorunu çözmenize sevindim."
"Bir şey çözmedik." dedi iki kardeş aynı anda.
"Bir şey frekansı bozmuş. Ne yaptıysak olmadı." Pusatın siniri sesinden algılaması zor olmamıştı.
"Her neyse." dedi Pars. "Sinyali bozan ne ise ortadan kalkmış duruyor."
Aybörü biraz düşününce kafasını salladı. Oldukça mantıklıydı. "Sanırım şu az önce karşılaştığımız kadın kara kamın işi. Ses dalgalarına hükmediyor."
"Mantıklı." dedi iki kardeş.
"O zaman vurduğum iyi olmuş."
"Aferin kuzen... Turhan ve diğerleri nerede?"
"Doktoru yolcu bekleme salonunda yakaladılar. Sorguya çekiyorlar. Gabon polisinin işbirliği yapması iyi oldu."
"Öldürücü virüsü duyunca yapmama imkanı yoktu, ağabey."
"Evet ama, biliyorsun. Bu tarz durumlar filmlerde ki gibi işliyor. İnsan psikoloji biraz ilginç."
"Başladınız gene!" dedi Diler. "Kendi aranızdaki sohbete son verip, virüsün yerini öğrendiniz mi onu söyleyin."
"Biraz sabır."
"Böyle yaptıklarında nefret ediyorum." dedi Diren.
"Al benden de o kadar!" dedi Aybörü. "Yaralanmışsın."
Diren koluna bakınca omuzunu silkti. Sadece sıyırmıştı. "Uçağa dönünce bakarım. Önemsiz."
Aybörü kaşının birini kaldırdı. "Ciddi misin?" Kuzeninin yanına gidip, omuzunu elleri arasına aldı ve gözlerini kapattı. Diren bir an çekmeye yeltendi ama Aybörü izin vermedi. Karıncalanma ve yanma karışımı his geçince kuzeninin yüzüne bir rahatlama geldi. Elini çektiğinde yarası kapanmıştı. "Burada şifacı kam varken kimin ihtiyacı olur ki ecza çantasına?"
Diren gülümsedi. "Teşekkürler." Birkaç ay evvel ki tatsızlıktan sonra iki kuzenin arsındaki uçurum nihayet tamamen kapanmıştı.
"Rica ederim."
"Aybörü!" dedi Pusat. "Uçak..hangar..!"
"Ne?"
Fakat devamı gelmedi. İletişim yeniden kesilmişti.
"O karıyı öldürmeliydim!" dedi Çığla sinirden dişlerini sıkarak.
Aybörü'nün aklına gelen ilk uçak kendilerinki olmuştu. Birkaç yüz metre ilerisinden çalışmaya başlayan jetin sesini fark ettiğinde durum değişti. "D kardeşler, Tan ve Kızılalp'in yanına gidin. Diğerlerini bulun." Birkaç salise Çığla ile göz göze geldi. Başını salladı ve ikisi birden jete doğru koşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sultanların Yükselişi -Kam Savaşları-
FantasyBir aile... Kökleri on binlerce yıl öncesine dayanıyor... Nesiller boyunca, aynı düşmanla mücadele ediyor... Savaşın sonunda Sultanlar galip mi olacak yoksa mağlup mu? Sultanların Yükselişi, sizi günümüzden 2023 yılının Türkiye'sine götürüyor. Onlar...