TURHAN
"Her şey yoluna girecek."
Başını bir ileri bir geri sallayıp durdu.
"Her şey yoluna girecek... Bu da geçecek."
Bir kabus olmasını umduğu için sımsıkı kapattığı gözlerini açtı. Hala aynı yerdeydi. Çiftlikte, Nirun ve Kolka yengesinin laboratuvarındaki karantina bölümünde yere oturmuş bir ileri bir geri sallanıyordu. Uyanmak istediği bu kabustan uyanamamıştı. Demek ki kabus değil, gerçekti. Gabon'dan döneli üç gün olmuştu. Kimse ile konuşmak veya kimseyi dinlemek istemiyordu. Bu yüzden kendini zihninin içine hapsetmişti. Fakat orada da çok rahat değildi. Ne olup bittiğinden emin olmamak da insanı delirtiyordu. Bu yüzden kabuğundan dışarı çıkıp biraz kulak kabarttı. Sesler uğultulu geliyordu, fakat hemen yanı başlarındaydılar. Turhan kendini tamamen dışarı çıkartmamıştı. Çünkü bir yandan da duyacaklarından korkuyordu.
"Sıradan bir durumda değil..." Bu Kolka yengesinin sesiydi. "Nehre çakılma hızını ve bedenindeki ölümcül virüsü düşünürsek..." Daha fazlasını dinlemedi. Yeniden gözlerini kapattı. Uyumak ve rüyalara dalmak istiyordu. Ancak o zaman rahat olacaktı. Yumuşak bir elin dokunduğunu hissetti. İlk önce tepki vermedi. Fakat el ısrarla omuzunu sıkınca gözlerini açıp başını kaldırdı.
"Ne?" dedi huysuz bir şekilde.
"Yerde bu şekilde bekleme. Odana git, Turhan."
"Ben iyiyim, hala."
"Turhan..."
"Hala!"
Yonca daha fazla ısrar etmekten vazgeçti. Onu anlamadığını söyleyemezdi. Yıllar evvel en büyük ağabeyi Tuğtekin ve yengesi bu dünyadan göçtüğü zaman da böyle olmuştu. Sessiz sedasız bir köşeye oturmuş, her şeyin bitmesini beklemişti. Geldiği gibi geri gitti. Yeğeninin yalnız bırakmaktan başka çaresi yoktu.
Turhan bir ses duyunca dikkatini büyüklere verdi. Yengesi Nirun baygınlık geçirmişti. Ablası Bozçin koluna girmiş, onu dışarı çıkartıyordu. Kadın haklıydı, kızını böyle görmeye nasıl dayanabilirdi ki? Kendisi bile dayanamıyordu. Amcası Timur ise öylece ayakta durmuş,karantina odasını izliyordu. O da bekliyordu. Sakindi.
Turhan ayağa kalkıp karantina odasına baktı. Aybörü yatakta uzanmıştı. Hafif iniltiler ve kıpırtılar olmasa ölü gibi duruyordu. Vücudunun her yerinde kızarıklıklar ve kabarcıklar vardı. Yer dahil yatakta bile kan vardı. Kızıllıklar bir süre sonra kabarcığa dönüşüyor, sonra da patlayarak kirli kanı atıyordu. Bu durum hastalığın ilerleme şekli mi yoksa Aybörü'nün iyileşme sürecinin bir parçası mıydı, bilmiyorlardı. İlk geldiğinde kan kusuyordu. Öyle ki kansızlıktan öleceğinden korkmuştu. Bedeninde de bir sürü kırık vardı. Her aldığı nefes acı doluydu.
Göz ucuyla baktığında Timur amcasının gittiğini gördü. Her gün belli saatlerde gelip bekliyordu. Elinde olsa tüm gün burada olacağından emindi. Fakat konumu, onu vazifesini icra etmeye zorluyordu. Gabon dönüşü Aksakalılar Heyeti ile bir karar almışlardı. Olan biten her şeyi tüm açıklığı ile dünya'ya duyuracaklardı. Ellerindeki çekik gözlü kara kam ve doktoru itirafçı olarak kullanıp, yıllardır elde ettikleri kanıtları kamuya sunacaklardı. Bu yüzden devlet kademelerinde tam bir kargaşa vardı. Tüm gün bu kargaşa ile uğraşmalıydı. Aslında bu durumu bahane olarak da kullanıyor olabilirdi. Zira burada öylece dikilip durmak ve hiçbir şey yapamamak... insanı delirtiyordu.
Kendini yeniden yere bıraktı. Dizlerini kırıp başını kolları arasına alıp gözlerini kapattı. Ve başladı dua etmeye. Doktoru yakaladıklarında her şeyin bittiğini ve kısa sürede yoluna gireceğini düşünmüştü. Cani CEO'yu doğruca başkonsolosluklarında hazır bekleyen MİT elemanlarına devretmişti. Geri dönerken Aybörü'nün nehre düştüğünü duyunca ağzı yüreğine gelmişti. Ama asıl korkuyu onu sudan çıkartanın yerel halk olduğunu duyunca hissetmişti. Çünkü biliyordu ki iyi yüzen birinin başkalarınca kurtarılma ihtiyacı duyması hayra alamet değildi. Bir şeylerin çok ters gittiğinin göstergesiydi. Yerde kıpırtısız şekilde yattığını gördüğünde de haklı olduğunu anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sultanların Yükselişi -Kam Savaşları-
FantasyBir aile... Kökleri on binlerce yıl öncesine dayanıyor... Nesiller boyunca, aynı düşmanla mücadele ediyor... Savaşın sonunda Sultanlar galip mi olacak yoksa mağlup mu? Sultanların Yükselişi, sizi günümüzden 2023 yılının Türkiye'sine götürüyor. Onlar...